- Mardin21 °C
- Diyarbakır16 °C
- Batman16 °C
- Şırnak16 °C
- İstanbul6 °C
- Zatürre hastalığı nedir, belirtileri nelerdir?
- Havaların soğuduğu bu günlerde gribal ve viral enfeksiyonlara dikkat!
- Boğulan soba zehirliyor!
- Çocuklarda dikkat dağınıklığı ve asabiyete dikkat!
- Kış aylarında cilt kuruluklarına dikkat!
- Çocuklarda zeka gelişimi için omega 3 neden önemli?
- Akciğer kanseri hakkında bilinmesi gerekenler
- Kasıktan dize doğru yayılan ağrıya dikkat!
- Bu etkenler migreni tetikliyor!
- Diz ekleminden gelen sese dikkat !
- Çocuklarda topallamaya dikkat!
- Tahammülsüzlüğü tetikleyen nedenlere dikkat!
- Bebeklerin kendi kendine beslenmeyi desteklemenin önemi
- Uzmanlar uyarıyor: Çocuklarda böbrek taşı belirtilerine dikkat!
- Oto tamir ustaları: Bakımları zamanında yaparak araçlarınızın ömrünü uzatın
- Öğretmenlik Meslek Kanunuyla elde edilen kazanımlar neler oldu, neler değişecek?
- Kombi bakım uzmanları: Zamanında yapılan bakım, kombinin ömrünü uzatır
- Bebeklerde depresyon olur mu?
- 3 yaşından sonra hala çoğu sesi yanlış çıkarıyorsa dikkat!
- Uzmanlardan kış aylarında el hijyeni uyarısı
- Diz ekleminden gelen sese dikkat !
- Çocuklarda topallamaya dikkat!
- Tahammülsüzlüğü tetikleyen nedenlere dikkat!
- Ev işlerinde yardım çocuğun zihinsel gelişimine katkı sağlıyor
- Uzmanlar: İnme tanısında ilk 4-5 saat önemli
- İştahsızlığın psikolojik nedenleri nelerdir?
- Tekrarlayan baş ağrısı varlığına dikkat!
- Çocuklarda çarpık ayak nedenlerine dikkat!
- Şalgamın sağlığa faydaları
- Bel fıtığı olanlar nelere dikkat etmeli?
- 09:07 - Mardin'de "Kış Mevsimi Trafik Tedbirleri" Toplantısı Gerçekleştirildi
- 09:04 - MAÜ İyilik Haritası Topluluğunun İlk Rotası Sevindirdi
- 08:33 - MARDİN'DE BÜYÜK ASFALT HAMLESİ
- 15:22 - MAÜ, Ulusal Erasmus+ Koordinatörlerini Ağırladı
- 08:32 - Vali Tuncay Akkoyun’un "21 Kasım Mardin’in Onur Günü" Mesajı
- 11:07 - Şırnak Şerafettin Elçi Havalimanı ekim ayında 36 bin 338 yolcuya hizmet verdi
- 11:06 - 3. Uluslararası Melaye Cizîrî Sempozyumu sona erdi
- 11:05 - Şırnak için sağanak uyarısı
- 11:04 - Şanlıurfa'da ekmeğin fiyatı 10 lira oldu
- 11:04 - Kaybolan çocuklar ailelerine teslim edildi
- 11:03 - Depremzedelere hak sahipliği için 2 günlük ek süre tanındı
- 11:00 - Siirt Üniversitesi İyilik Haritası Topluluğu’ndan örnek başarı
- 10:59 - Siirt’te “NARKOGÜÇ” Operasyonu: 5 tutuklama
- 10:53 - Kerpiç ahır çöktü: 3 küçükbaş hayvan telef oldu, 14 hayvan kurtarıldı
- 10:51 - Buzdolabından çıkan yangın evde büyük hasara yol açtı
Abdulaziz ALTEKİN / Yazar
BU NEFRET NEDEN
Güllere dokunmayın. Belki farkında olmadan incitirsiniz onları. Solmasın kanatları. Boyunları öne eğilmesin. Hep sevgiyle coşup nefesimize hayat versinler.
Yaşadığımız coğrafya itibariyle erken tanıştık hayatın lanet yüzüyle. Duyduklarımız, gördüklerimiz, hakkında konuşamadıklarımız biriktikçe dilimizin beli büküldü. Ve sustukça vicdan azabı içinde günden güne erimeye başladık. Bir çare olarak sarıldık kalemimize. İstedik ki kanlı topraklar olmasın yaşadığımız bu cennet vatan. Lakin iblisin uşakları aramıza nifak tohumları ekmeye devam ediyor, hiç durmadan.
Ellerinde bulundurdukları tek güç: karşı tarafın acizliği. Birkaç asır öncesine gittiğimizde onların ne kadar güçsüz olduğunu net bir şekilde görebiliriz. Medeniyeti bizden satın almalarına rağmen bugünlerde kültürümüze yabancı, dna’mızı bozacak ne varsa bize onu dayatıyorlar. Peki, bu haksızlıklar karşısında biz ne yapıyoruz?
Mal mülk sevdasına düşmüş birbirimizin sırtından nasıl köşeyi dönebiliriz ona bakıyoruz. Kardeşlerimizin namuslarına göz koyup bütün gün ettiğimiz gıybeti bir rekât namazla silmeye çalışıyoruz. Yetimi hor görür helal kazancımızı haram olanla değiştiriyoruz. Tahammülsüzlükte sınır tanımıyoruz. En kötüsü de kendimize göre yeni fetvalar uydururuz.
Evet, Yaradan’ın rahmeti boldur; fakat azabı da çetindir.
Büyüklerimiz, ben küçükken bize nasihatlerde bulunurdu. O nasihatlerin gölgesinde büyüdük. Sevgi, saygı ve ahlak o zamanlar bizim hayat felsefemizin bir parçasıydı. Buna bağlı olarak merhamet duygusu kendiliğinden gelişirdi. Günümüzde bunlar olmadığı için merhamet de yok. O kadar düşmanın varlığı yetmiyormuş gibi ülke içindeki şucu bucu muhabbeti ortamdaki olumlu ne varsa hepsini yerle bir etmekte.
Selçuk üniversitesindeki ikinci yılımdı. Gece vakti edilen sohbete uyanmıştım. İkinci öğretim öğrencileri balkonda oturmuş kahkahalar içinde konuşuyorlar daha doğrusu bağırıyorlardı. Balkona çıkmadan seslendim. Beni duymadılar ya da duymazlıktan geldiler. Kalkıp yanlarına gittim. Bu kadar neşeli olmalarını sağlayan şeyi merak etmiştim doğrusu! Bana yolun karşısını gösterdiler. Dokuzuncu katta oturduğumuzdan aşağıda ne olup bittiğini tam olarak görmek zordu. Ama gürültüden dolayı sokak lambasının altında iki gölge seçilebiliyordu. “Ne oluyor orada.” diye sordum. “Hiç. Her zamanki şeyler işte.” Sırıtarak vermişti bu cevabı. Üstelik her zaman olan şeyleri bilmiyordum. Üsteleyince söylediler. Gariban kız birilerinin ağına takılmıştı. Ve onu yurdun karşısındaki gece kulübüne getirmişlerdi. Beraber geldikleri kişiler ortalıkta görünmüyordu. Çünkü kız karşılığında cüzi bir miktar alıp sabaha kadar o parayla eğleneceklerdi. Bir şeylerin ters gittiğini anlayan kız karşı koymaya çalışıyor ve sokak lambasının altından ayrılmamak için diretiyordu. Lakin ayakta zor duruyordu. Büyük ihtimal içkisine hap falan atmışlardı. “Polisi aradınız mı?” diye sordum. “Kızın bu saatte dışarıda işi ne? Hem arasak da kimse gelmez.” Şaşırmıştım. Bir insan bu kadar mı vicdansız olur? “Nereden biliyorsunuz gelmeyeceklerini?” Kendilerinden çok emin görünüyorlardı. “Bu gördüğün zorla alıkoyma yarım saattir devam ediyor. Ve neredeyse her akşam tekrar eden bir şey bu. Başta iki kişiydiler. Kızı karşıdaki boş ve karanlık dükkânların oraya götürmeye çalıştılar. Olmadı. Biri sen gelmeden ayrıldı. Muhtemelen arabayı getirmeye gitti. Benzinliğin yanındaki mobeseyi görüyorsun. Eğer isteseydiler çoktan gelirlerdi. Bu o kadar normalleşti ki biz de arada film izler gibi çıkıp buradan bu komediyi izliyoruz.” İkinci biri daha vardı. Zaman kaybetmemek için hemen polisi aradım. Sonra da adama laf atmaya başladım. Girişte duran bekçide silah vardı. Ona güvendim; ama adam yurda doğru ateş açtığında bekçi yerinden kımıldamadı. Hatta müdahale etmek bir yana kapıyı kilitleyip yurda kaçmıştı. Arkadaşların dediği gibi oldu. Yaklaşık on dakika sonra araba gelip önlerinde durdu. Kızı zorla araca bindirmeye çalıştılar. O arada on beş dakika geçti. Polisleri aramamın üzerinden toplamda otuz beş dakika geçmişti. Emniyet, hemen bizim yurdun arkasında olmasına rağmen tam otuz beş dakika. Kız arabaya bindirilip kaçırıldıktan hemen sonra.
Daha nice evlatlarımızın hayatları böyle söndürülürken bizi korumak için o kutsal göreve gelenlerin tam olarak ne işle meşgul olduklarını doğrusu hep merak edip durdum. Sonra aradan uzun bir süre geçmeden tam olarak cevabımı aldım. Üniversitenin hemen dışında öğrenciler toplanmış konuşma yapacaklardı. Nedenini bilmiyorum tramvaydan inip onları izledim tepeden. Polislerden biri avazı çıktığı kadar bağırdı. Hiçbir tarih hocası, bize savaşları anlattığında bu kadar aşka gelmemişti. Polisler gençlere saldırmaya başladı ve darbeler üst üste indi. Yere yığılanlara bu sefer yerde vuruluyordu. Sanki babalarının düşmanlarına vurur gibi vuruyorlardı. Çığlıklar bir nebze olsun titretmedi vicdanlarını. Vurdukça vurdular. Ta ki yorulana kadar. Kaçanlar kurtulmuştu. Kalanlar ise kan içinde kelepçelenip polis araçlarına bindiriliyorlardı.
İki farklı olay! Neden bu kadar kinle dolmuşlardı bir türlü anlayamadım. Zalimler ellerini kollarını sallaya sallaya zülüm ederken seslerini çıkarmıyor, gariban gençleri kan içinde bırakıyorlardı. Konuşmaları ister legal ister illegal olsun ben ona bakmıyorum. Kolluk kuvvetlerinin kendi vatandaşına karşı onları bu kadar dolduruşa getiren sebep ne? Biz bu halde ne düşmana galip gelebiliriz ne de onlarla savaşabiliriz. Ve onların istedikleri gibi bir hayatın içinde birer kukla oluruz.
- Yorum Ekle
- Arkadaşına Gönder
- Yazdır
- Yukarı
Midyat’ta Sinema ve Kütüphane Günleri
Akın Akın Midyat'a geliyorlar
ÖMERLİ'NİN MAHSARTE TÜM RENKLERİ, GÜZELLİKLERİ, EL SANATLARI, YÖRESEL ÜRÜNLERİ, TARİHİ SOKAKLARI
Ömerli Belediyesi ev spor kompleksinin inşaatına başladı
- 1
- 2
- 3
- 4
- 5
- 6
- 7
- 8
- Hakiki BenlikYusuf BEĞTAŞ
- KAPİTALİST SİSTEMİN HEDEFİ Z KUŞAĞI Sadullah GÜNEŞ
- Midyat Kültür ve Sanat Festivali: Bir Şehrin Kültürel Uyanışı ve GeleceğHalil EL
- YERYÜZÜNDEKİ EN DEĞERLİ VARLIKAbdulaziz ALTEKİN
- SAĞLIKLI NESİLLERE KIRTASİYE ÜRÜNLERİ KIRTASİYECİDEN ALINIR Rıfat Direkçi
- Botoks nedir?Dt. Thomas Yağız
Tel : / Faks : 04824641346 | Yazılım: CM Bilişim - Tasarım: INVIVA