- Mardin14 °C
- Diyarbakır8 °C
- Batman10 °C
- Şırnak10 °C
- İstanbul15 °C
- Her kol ağrısı kalp krizine işaret etmeyebilir
- Çocuklara empati kazandırmak, onların daha mutlu olmalarını sağlıyor
- Geniz etinin büyümesinin vücuda zararlarına dikkat!
- Depresyonun nedenleri
- Bireysel travmalar toplumsal travmalara dönüşebiliyor!
- Diyetisyen Korkmaz: Asitli yiyecek ve içeceklerden uzak durulmalı
- Prof. Dr. Şimşek: Kanal tedavisi hasta açısından korkulacak bir şey değildir
- Bebeği kundaklama bu hastalığın riskini artırıyor!
- Ergoterapi, okul başarısını artırmada da etkili
- Çocuklarda besin alerjisi 2-3 kat arttı!
- Sigara, ağız ve diş sağlığını birçok açıdan etkiliyor!
- Tatilde de çocuğunuzun uyku saati ve ekran süresindeki sınırlar korunmalı
- Zihinde sürekli dolaşan olumsuz düşünceler: Ruminasyon
- Tedavi edilmeyen boyun ağrısı birçok sorunu tetikleyebilir!
- İki yaş altı çocuklarda ekran maruziyeti dil gelişimini geciktiriyor
- Diyabet hastalarında ayak sağlığına dikkat!
- Serviks kanseri erken teşhisle engellenebilir
- Kulaklık, trafikte hayati sesleri engelliyor!
- Boyun şişlikleri ciddi bir sorunun işareti olabilir!
- Vegan beslenenlerde depresyon riski artıyor!
- Kış aylarında bağışıklığı güçlendirmek için neler yapılmalı?
- Soğuk havalarda diş sağlığına dikkat!
- Kahve alışkanlığı sağlıklı mı?
- Çiğ süt tüketimi yaygınlığını koruyor
- Teknolojinin bedeli psikolojik sorunlar mı?
- Amalgam dolgular değiştirilirken dikkat edilmeli!
- Sosyal medyada şiddetin canlı yayınlanması nelere yol açıyor?
- Akran zorbalığının belirtileri
- Psikiyatri Uzmanı Gıran: Akran zorbalığı ile tartışmayı ayırt etmek lazımdır
- Enfeksiyon Uzmanı Üstündağ: Uyuz, yakın temas yoluyla bulaşmaktadır
- 16:00 - Marsu 4.190 Metre İçme Suyu ve Atık Su Hattı Döşedi
- 15:56 - Midyat’ta 2024-2025 Eğitim-Öğretim Yılı 1. Dönem Değerlendirme Toplantısı Gerçekleştirildi
- 13:03 - SAĞLIK KAPINIZ AÇIK KALSIN
- 11:03 - MAÜ’den Sanayiye Güçlü Destek: OSB Meslek Yüksekokulu Kuruldu
- 10:52 - Artuklu’nun Çehresi Değişiyor: Esnaflarla İstişare Toplantısı Düzenlendi
- 09:38 - Midyat’ta Narko-Alan Uygulaması
- 11:32 - MAÜ’den Macaristan Semmelweis Üniversitesi ile İş birliği Protokolü
- 17:06 - Mardin Büyükşehir Beledisinden Aile ve Çocuklara Yönelik Etkinlikler
- 14:53 - MAÜ’den Toplumsal Katkı: Kooperatifçilik Eğitimi
- 14:49 - Mardin Valiliğinden 6.337 Öğrenciye Çalışma Kitap Seti
- 17:38 - Uyarılar dikkate alınmadı: Mem û Zin türbesinin giriş kapısı kendiliğinden yıkıldı
- 17:37 - Şırnak'ta kar nedeniyle kapanan yollar ulaşıma açıldı
- 17:37 - Şırnak’ta 20 kilogram metamfetamin ele geçirildi
- 17:36 - Şırnak'ta bazı bölgeler "Geçici Özel Güvenlik Bölgesi" ilan edildi
- 17:35 - Şanlıurfa'da uyuşturucu operasyonu: 25 tutuklama
Abdulaziz ALTEKİN / Yazar
BÜYÜK OPERASYON!
Birkaç gündür yaşananların bir benzerinin geçmişte dünyanın dört bir yanında cereyan ettiğini gördük. Ve maalesef yüz yıllardır bu topraklarda da var.
Birileri kendi çıkarları için kaos çıkarır. Ne olup bittiğini bilmeyen vatandaşlar bir sanda o kargaşanın içinde bulurlar kendilerini. Sonuç olarak anlamaya çalıştıkları zaman da iş işten çoktan geçmiştir.
Burada en büyük örnek Kürtlerdir. 1071'den sonra Anadolu'ya gelen Türkler, yaklaşık bin yıldır Kürtlerle beraber yaşıyorlar. Ne yazık ki bu geçmişi görmeyenler, Ortadoğu'yu kan gölüne çevirenlerin oyunlarına alet oluyorlar.
Peki, Kürt - Türk düşmanlığı olmasa ne olur?
Sadece Ortadoğu'ya değil dünyanın her yerine adalet dağıtan bir ülke olurduk. Gücümüzün farkında değiliz. Çünkü sürekli birbirimizle uğraşıp duruyoruz.
Türkiye'de kaç milyon Kürt var bilemiyoruz. Devşirmeler hariç neredeyse hepimiz akrabayız. Buna güzel bir örnek vereyim: Hastanede yatan akrabamı ziyarete gitmiştim. İki metre ötede yatan bir hasta daha vardı. Sohbet ettik. Yengemin yeğenleri çıktı. Halbuki hayatta birbirimizi ne görmüş ne de duymuştuk. Ama biz tanımıyoruz diye onlar akrabalıktan çıkmıyordu.
Gelelim büyük operasyona!
Yüzyıllardır beraber yaşadığımız bu coğrafyada kültürlerimiz bile neredeyse birleşmişken bir de komşu iki ülke olsaydık, kimse sırtımızı yere getiremezdi. Bunun yerine düşmanlığı seçip Kürtler yerine Arapları tercih ettik. Beni tanıyan herkes, geçmişte takılmadığımı da bilir. Bence en büyük problem budur. Sürekli şu olmuş, bu olmuş, der ve bir türlü önümüze bakamayız. Halbuki geçmişten ders çıkarmamız gerekir.
Evet, bugünün bir benzerini daha önce de yaşadık. Orada PYD var deyip saldırdık. Sonra ÖSO'yu yerleştirdik. Şimdi ne yapacağız? ÖSO'ya saldırıp başka birini mi geçireceğiz?
Çatışma ve kaos hiçbir zaman çözüm olmadı, olmayacak da. Geçmişte yapılan hatalar tekrar edilmemeli. Eski bakan Fahrettin Koca'nın verdiği bilgilere göre sadece sağlıkta şu an 4 bin Suriyeli çalışan var. Üstelik diğer mesleklerde kaç kişi var bilemiyoruz.
Sokağa çıkıp her tarafı yakıp yıkmak en kolayı. Herkes eline bir silah alsın ve sıkalım birbirimize. Ya sonra?
Geçmişte yapılan hatalara bir tane daha eklemeyelim. Ortada bir sorun var ve konuşularak ortak akılla bunun üstesinden gelinebilir.
Şu an herkesin sinirleri gerilmiş durumda. Vay efendim bayrağımıza saldırdılar da bunu yanlarına bırakmayalım. Onlar da masumlara saldırdılar biz de tepki verelim diyecek. Böyle böyle her şey bir anda olup bitecek.
Senaryoyu böyle okursanız sorun yok. Çünkü hiçbir şey anlaşılmıyor. Bir sizden bir bizden sonra hallolur. Ama ayrıntılara bakmak gerekir:
Yetkililer red etse de hergün onlarca sığınmacı geçiyor sınırdan. Hatta bazılarını askerlerimiz kendi elleriyle geçirdiler gördük bunu. Bir kıvılcım çıksa, ki zaten şu anda yapılmak istenen bu, ülkemize gelenler kimden taraf tutar? Doğal olarak en büyük rol, onların çıkarı olacak. Sonra herkes herkesi vurmaya, öldürmeye çalışacak.
Bu en masum senaryoydu. Tacizler, köleleştirilen vatandaşlar, organ mafyalarının eline geçecek çocuklar ve daha binlerce kötülük!
Nazım Hikmet'in dediği gibi; "Alt tarafı bir çiçek koklayıp, bir hayvan sahiplenip, birkaç insan tanıyıp, sevip gidecektik bu dünyadan. Nasıl kötü bir zamana denk geldi ömrümüz... Vicdansızların, sapıkların, katillerin, nefretin, cehaletin ortasına düştük!"
Çocuklarımıza güzel yarınlar bırakmak için aklıselim davranmak zorundayız. Yıllardır tecavüze uğrayan, katledilen çocukları görmeyenler, tüm yaşadıklarını bir bahane ile madumlarını üzerine yıkmaya çalışırsa olacağı buydu. Nasıl ki vicdansızlar burada masumların evini ateşe vermeye çalıştıysa orada da aynı vicdansızlar kalkıp masumları darp edip araçlarını yaktılar.
İçinde bulunduğumuz sıkıntıların sorumluları Suriyeliler değil. Her defasında günah keçisi olarak seçilen Kürtlere saldırdığımız için gerçeklerin üstünü örttük. Aslında en büyük sorumlular bizleriz. Komşularımız savaşıyor, hadi mazot döküp ateşi harlayalım demek yerine onları barıştırmak için uğraşsaydık bunlar olmazdı. Ya da daha kötü olurdu. Dediğim gibi geçmişe takılan biri değilim. Ama geçmişte sırf Kürtler söz konusu olunca tüm haksızlıkları kabullendik. Şimdi günahlarımızı başkalarına yükleyip aradan sıyrılamayız.
Bu ateş daha fazla büyümeden yetkililer derhal üzerine düşeni yapmalı. Onlar yapmıyorsa vatandaş olarak bizler yapmalıyız. Faşist ve yobazların oyuncağı olmaktan artık kurtulmalıyız. Suriye'de Türk bayrağını yakan ÖSO ama PYD paylaşımları yapılıyor. Demek ki ülkenin karşmasını isteyen sadece dış güçler değil, içerdeki faşist işbirlikçiler de bunu arzuluyor. Halk olarak hepsine karşı koymalıyız.
Bizim gidecek başka vatanımız yok. O yüzden artık aklımızı başımıza almamız gerekiyor. Şımarık çocuklar gibi davranmayı bırakmalıyız. Aklıselim yetişkinler olarak olaya el koyup yapılan hataları düzeltmeliyiz. Yok eğer illa kan dökülsün derseniz buyrun yol sizin istediğinizi yapın. Yalnız şunu hatırlatmak isterim. Yıllardır aynı politikayı uygulamanıza rağmen hiç kimsede huzur kalmadı. Herkes herkese düşman. Millet uzayı araştırırken biz birbirimizin kuyusunu kazmakla meşgulüz. Anlayacağınız üzere düşünmeden yaptıklarınızın bedelini fazlasıyla kötü bir şekilde ödedik, ödemeye devam ediyoruz. Umarım artık aklınızı başınıza alır ve taşın altına elinizi koyarsınız. Vesselam...
- Yorum Ekle
- Arkadaşına Gönder
- Yazdır
- Yukarı
Tel : / Faks : | Yazılım: CM Bilişim - Tasarım: INVIVA