- Mardin23 °C
- Diyarbakır18 °C
- Batman19 °C
- Şırnak19 °C
- İstanbul19 °C
Bebekteki bazı sorunlar artık anne karnında belirlenebiliyor
Baharda artışa geçen alerjik rinite dikkat!
Kardiyoloji Uzmanı Dr. Kavvas: Kalbinizin sinyallerini görmezden gelmeyin!
Vitaminleri doğru almazsanız faydadan çok zararı olabilir!
Merdivenler herkes için yararlı değil
Başhekim Dr. Kaynak: Kalbinizi koruyun, geleceğinize yatırım yapın
Çileğin faydaları saymakla bitmiyor!
Gerçek narsist kimdir?
Tırnak batığını hafife almayın!
Ergen beyni tehlikeyi görmüyor!
Dinlenirken ortaya çıkan titremeler Parkinson belirtisi olabilir
Yenidoğanlarda topuk delme güvenli mi?
Parkinsonda umut erken tanıda
Motosiklet sürüşünde kask takmanın önemi nedir?
Uzman Doktor Solmaz: Kanserde erken teşhis hayat kurtarır
Diyabetlilerde topuk çatlağı kangrene kadar gidebiliyor!
Prof. Dr. Tarhan: Beyin plastik bir organ ve heykeltraş gibi işlenmeli
Fidye ve fitre nedir, kimlere verilir ?
Uzmanlar: Ergenlik dönemi aşılamaları ihmal edilmemeli
İç huzur ve hayat amacını bulma sürekli sevinç beklentisinden daha sağlıklı
Beynimiz ve ağzımız, psikolojik ve nörolojik düzeyde güçlü bir bağa sahip!
Türkiye yaşlanıyor, yaşlı bakımında ihtiyaçlar artıyor!
Sağlık Bakanlığı: "Sağlıklı Yaşa, Sağlıkla Yaşlan"
Geriatri Uzmanı Deniz: Yaşlıların ruh sağlığına dikkat edilmeli
Sağlıklı beslenme takıntısı mental hastalık boyutuna varabilir!
Egzersiz için en doğru zaman hangisi? Sabah mı, akşam mı?
Fizyoterapist Yalçın: Sağlıklı bir Ramazan için spor ve egzersiz şart
Aşırı tuz tüketmenin vücuda zararları nelerdir?
Düzenli uyku, çocukların fiziksel ve bilişsel gelişimini destekler
Uzmanından ev tipi arıtma cihazlarına dikkat uyarısı!
- 10:46 - Mardin Tespih Fuarı Kapılarını Ziyaretçilere Açtı
- 10:43 - Bakan Müşaviri Hatice Atan’dan Midyat’a Ziyaret
- 10:40 - Midyat’ta “Huzur ve Kardeşlik Buluşması”
- 18:46 - Savur’da binlerce kişi bayram coşkusunu hep birlikte yaşadı
- 18:44 - Muhtar Veysi Tasman’dan köy okulu öğrencilerine 23 Nisan Sürprizi
- 18:39 - Tarım Bakanı Yumaklı Mardin’de
- 21:04 - Şehit Şükrü Taş, Gözyaşları Arasında Son Yolculuğuna Uğurlandı
- 21:00 - Midyat’ta 23 Nisan Coşkuyla Kutlandı
- 19:47 - Mardin Büyükşehir Belediyesi Artuklu'da Asfalt Çalışmalarına Başladı
- 11:28 - Nehir kenarında çay satarak geçinen engelli çiftin en büyük hayali ev sahibi olmak
- 11:27 - Şırnak'ta kaçak keklik operasyonu
- 11:26 - Gabar Dağı'nda akaryakıt tankeri alev aldı
- 11:25 - Şanlıurfa'da hacı adaylarına yönelik seminer düzenlendi
- 11:24 - Şanlıurfa’da otomobil kayalara çarptı: 4 yaralı
- 11:24 - Şanlıurfa’da kaybolan çocuğun cansız bedeni sulama kanalında bulundu
Yusuf BEĞTAŞ / Yazar





Çocukluk Yılları ve Eve Özlem
Çoğu kez geri dönmek isteyip de dönemediğimiz yıllardan bahsediyorum. Bazen iyi, bazen de kötü tat bırakan o çocukluk yıllarından. İnsanın hayatına olumlu-olumsuz yönler çizen ve geleceği şekillendiren o güçlü yıllar…
O yıllara dönüş mümkün olmasa da, o yılları bütün tazeliğiyle yaşamak ve yaşatmak, kendini bulma, kendini yönetme yolculuğunda insana tarifi imkânsız katkılar sunduğunu düşünüyorum.
Bu amaçla zaman elverdikçe, imkân buldukça, çocukluğumun geçtiği, koştuğum, oynadığım, büyüdüğüm Midyat’ın sokaklarında yürümeyi çok severim. Düşüncelerimi eskilere götüren, anıları tazeleyen bu durum -benim için- dinlendirici bir aktivite gibidir. Etrafımda halkalanan çocukluk anılarıyla dünyanın dört bir tarafına dağılan çocukluk arkadaşlarımı yâd ederken, tekrar o yıllara dönmüş gibi oluyorum. Kahredici ve dehşetengiz savrulmalar yaşıyorum. Onlara duçar oluyorum. Midyat’ın kadim tarihini derinden hissederken, çocukluğumun geçtiği o sokaklarda tanıdığım insanlarla adeta yarenlik ediyorum. Hoş vakit geçirmiş gibi oluyorum. Kısacası, çocukluğun anıları tazeleniyor, o anıların etrafımda halkalandığını hissediyorum.
Birkaç hafta önce Midyat sokaklarında yine böylesi tefekkür dolu bir yürüyüş yaparken, Beth Aho familyasına mensup rahmetli dedem İbrahim Soysal’a ait evin yanından geçtim. Evin restore edilmekte olduğunu görünce, içeriye daldım. Dama çıktım. 4-5 yaşında iken o damda çekilmiş kişisel bir resmimi hatırladım. Elli yıl sonra aynı yerde (o damda) ikinci bir resim çekmenin heyecanın yaşadım. Çünkü çocukluğum o evde geçmiş ve o evde büyümüştüm. Ancak uzun zamandır o eve hiç uğramamıştım.
Üçüncü sahibi ve aynı zamanda mahalle arkadaşı olan değerli Nuri Ergin (Beth Şanne) tarafından restore edilen o eski evi gezerken karmaşık duygular yaşadım. Çocukluk anılarının tazelendiği ve canlandığı bir gündü. O gün, evi gezerken hem hüzünlendim, hem sevindim.
Zira bizim kültürde “EV” kelimesi yaşadığımız evden ziyade yuva, sıla demektir. Kendimizi oraya ait hissettiğimiz, sevdiklerimizin bizi beklediği, daima özlediği o huzurlu, güvenli mekândır EV.
Mistik anlamda EV, insanın ruhudur. Dolayısıyla ev, en hakiki yuvadır. İnsanın ruhen rahatlığı mekândır. Rüyalarında gördüğü yerdir. Huzurunu özlediği diyardır. İnsanı yaşatan o diyarın özlemidir. O özlemin sızısıdır. O sızının derdidir. İnsanı yeni doğumlara çıkaran o derttir. O dert insanı yorar. Ancak o dert insanı yontar. Hasret diyarına kavuşmak için o dert insana azık olur.
O dert insanı içsel yolculuğa çıkarır. Etkisi de, şifası da o dert için çıkılan içsel yolculuktadır. O yolculuğun duraklarındadır. O yolculuğun dinginliğindedir. Vuslat için o yolda kalınmalıdır. O yolda yürünmelidir. Her durakta bir meziyet, her adımda bir anlam bulunmalıdır. Vakit dolana kadar o yolda kalınmalıdır.
Esas olan yolda olmak ve yolda kalmak değil midir?
Yolda olmak ve yolda kalmak için bilmek, yapmak, olmak gerekir. Ancak hem bilmek, hem yapmak için olmak zorunludur. Öbür türlü aksaklık ve topallamadır.
Zira ahlak ve edep olmadan, ezberlenmiş klişelerin ve kalıp düşüncelerin perdeleriyle insan ne kendini hatırlayabilir, ne özünü bulabilir, ne kendini var edebilir, ne özlemini çektiği o hasret diyarına kavuşabilir. Ne de yolun idrakine varabilir. Bu bir farkındalıktır. Bu farkındalık yolunda yakacağımız ışık, yalnız yaşam yolumuzu değil, geleceği de aydınlatacaktır.
Evet, ezberlenmiş ve ezberletilmiş hayattan bazen sıkılırız. Öğrenilmiş bir hayata açılmak amacıyla mevcut durumun (veya halin) dışına çıkmak isteriz. Evin dışına çıkarız, dışarıya çıkarız, kendimizin dışına çıkarız. Ancak dışarı çıksak da hala içimizi sıkan bir şeyler vardır. Aslında yeni bilgilerle tazelenmek için dışa değil içe dönmektir belki de çare. İçe ve derinlere dönmek. İçimize, özümüze döndüğümüzde aradığımız şeyin orada saklı olduğunu görürüz. Yıllardır dışarıda aradığımız ama bulamadığımız huzuru orada buluruz. Ancak Aziz Agustinus (353-430)’un dediği gibi, ‘‘Gözler kapalıysa, ışığa yakın olmanın sağladığı hiçbir avantaj yoktur.’’
Bu nedenle bilmek, yapmak, olmak yolculuğunu bilinçli farkındalıkla kat etmek gerekir. Bu yolculuk iki çeşittir. Birincisi içsel, ikincisi dışsaldır. Esas belirleyici ve şekillendirici olan birincisidir. Dışsal yolculuğun seyri ve başarısı, içsel yolculuğun tarzı ve keyfiyetiyle doğru orantılı olduğuna göre, Dr. Bedri Ruhselman (1898-1960)’nın şu anlamlı deyişini dikkate almakta fayda vardır: Der ki; “İnsanların maddelerinden ruhlarına süzül, oradaki cevheri tanı. Hiç kimseye hor bakma. Başkalarını hor görüyorsan eğer, için paslı, prizman sisli demektir. İçini yont, parlat, kalbinden her türlü şüpheyi at. O zaman evreni kaplayan bu bilinmezlik sislerinin eridiğini, arkasındaki hakikatlerin billurlaştığını, eşyayı ve varlıkları kendi değerlerinde görmeye başladığını anlayacaksın.”
Çünkü insan, maddi-bedensel ve mana-ruhsal boyuttan oluşan bir birleşimdir. İnsan ancak bu iki boyutla tam bir bütün olabilir. Birisinin ihmali eksikliğe işarettir. İnsanın en ayırt edici ve etkili boyutu mana-ruhsal boyutudur. Bu yüzden ‘‘İnsan yalnız ekmekle yaşamaz’’ diye yazılmıştır ( Luka 4: 4).
Öğrenmeyi gözeten bir yaşam uğrunda yapılacak içsel ve dışsal yolculukta değerli okuyucuya ve herkese sağlık ve başarılar temenni ederim.
Yusuf Beğtaş
Yorum Ekle
Arkadaşına Gönder
Yazdır
Yukarı
Midyat’ta Sinema ve Kütüphane Günleri
Akın Akın Midyat'a geliyorlar
ÖMERLİ'NİN MAHSARTE TÜM RENKLERİ, GÜZELLİKLERİ, EL SANATLARI, YÖRESEL ÜRÜNLERİ, TARİHİ SOKAKLARI
Ömerli Belediyesi ev spor kompleksinin inşaatına başladı
- 1
- 2
- 3
- 4
- 5
- 6
- 7
- 8
ALLAH’IN KADERİ!Abdulaziz ALTEKİN
Egonun Mezarı ve Ruhun DirilişiYusuf BEĞTAŞ
HASTENELERDE MANEVİ DANIŞMANLIK VE REHBERLİKSadullah GÜNEŞ
İHTİYAÇ MI - İSRAF MI, SAĞLIKLI MI - UCUZ MU?Rıfat Direkçi
MİDYAT - DARGEÇİT YOLU: BİR ULAŞIM AKSI MI, BİR CAN PAZARI MI?Halil EL
Dudak dolgusu ve estetikDt. Thomas Yağız
Tel : / Faks : | Yazılım: CM Bilişim - Tasarım: INVIVA