- Mardin12 °C
- Diyarbakır3 °C
- Batman4 °C
- Şırnak7 °C
- İstanbul13 °C
- Her kol ağrısı kalp krizine işaret etmeyebilir
- Çocuklara empati kazandırmak, onların daha mutlu olmalarını sağlıyor
- Geniz etinin büyümesinin vücuda zararlarına dikkat!
- Depresyonun nedenleri
- Bireysel travmalar toplumsal travmalara dönüşebiliyor!
- Diyetisyen Korkmaz: Asitli yiyecek ve içeceklerden uzak durulmalı
- Prof. Dr. Şimşek: Kanal tedavisi hasta açısından korkulacak bir şey değildir
- Bebeği kundaklama bu hastalığın riskini artırıyor!
- Ergoterapi, okul başarısını artırmada da etkili
- Çocuklarda besin alerjisi 2-3 kat arttı!
- Sigara, ağız ve diş sağlığını birçok açıdan etkiliyor!
- Tatilde de çocuğunuzun uyku saati ve ekran süresindeki sınırlar korunmalı
- Zihinde sürekli dolaşan olumsuz düşünceler: Ruminasyon
- Tedavi edilmeyen boyun ağrısı birçok sorunu tetikleyebilir!
- İki yaş altı çocuklarda ekran maruziyeti dil gelişimini geciktiriyor
- Diyabet hastalarında ayak sağlığına dikkat!
- Serviks kanseri erken teşhisle engellenebilir
- Kulaklık, trafikte hayati sesleri engelliyor!
- Boyun şişlikleri ciddi bir sorunun işareti olabilir!
- Vegan beslenenlerde depresyon riski artıyor!
- Kış aylarında bağışıklığı güçlendirmek için neler yapılmalı?
- Soğuk havalarda diş sağlığına dikkat!
- Kahve alışkanlığı sağlıklı mı?
- Çiğ süt tüketimi yaygınlığını koruyor
- Teknolojinin bedeli psikolojik sorunlar mı?
- Amalgam dolgular değiştirilirken dikkat edilmeli!
- Sosyal medyada şiddetin canlı yayınlanması nelere yol açıyor?
- Akran zorbalığının belirtileri
- Psikiyatri Uzmanı Gıran: Akran zorbalığı ile tartışmayı ayırt etmek lazımdır
- Enfeksiyon Uzmanı Üstündağ: Uyuz, yakın temas yoluyla bulaşmaktadır
- 16:00 - Marsu 4.190 Metre İçme Suyu ve Atık Su Hattı Döşedi
- 15:56 - Midyat’ta 2024-2025 Eğitim-Öğretim Yılı 1. Dönem Değerlendirme Toplantısı Gerçekleştirildi
- 13:03 - SAĞLIK KAPINIZ AÇIK KALSIN
- 11:03 - MAÜ’den Sanayiye Güçlü Destek: OSB Meslek Yüksekokulu Kuruldu
- 10:52 - Artuklu’nun Çehresi Değişiyor: Esnaflarla İstişare Toplantısı Düzenlendi
- 09:38 - Midyat’ta Narko-Alan Uygulaması
- 11:32 - MAÜ’den Macaristan Semmelweis Üniversitesi ile İş birliği Protokolü
- 17:06 - Mardin Büyükşehir Beledisinden Aile ve Çocuklara Yönelik Etkinlikler
- 14:53 - MAÜ’den Toplumsal Katkı: Kooperatifçilik Eğitimi
- 14:49 - Mardin Valiliğinden 6.337 Öğrenciye Çalışma Kitap Seti
- 17:38 - Uyarılar dikkate alınmadı: Mem û Zin türbesinin giriş kapısı kendiliğinden yıkıldı
- 17:37 - Şırnak'ta kar nedeniyle kapanan yollar ulaşıma açıldı
- 17:37 - Şırnak’ta 20 kilogram metamfetamin ele geçirildi
- 17:36 - Şırnak'ta bazı bölgeler "Geçici Özel Güvenlik Bölgesi" ilan edildi
- 17:35 - Şanlıurfa'da uyuşturucu operasyonu: 25 tutuklama
Abdulaziz ALTEKİN / Yazar
BARIŞIN GÜCÜ: TÜRKİYE'NİN GELECEĞİ İÇİN BİR YOL HARİTASI
Türkiye; etnik, kültürel ve dini çeşitlilik açısından zengin bir ülkedir. Ancak bu çeşitlilik zaman zaman toplumsal huzurun sağlanmasında zorluklara neden olmuş, çatışmaların derinleşmesine yol açmıştır. Kürt meselesi, Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren çözüme kavuşturulması gereken en büyük sorunlardan biri olmuştur. Bu mesele, yalnızca bir etnik grup sorunu olarak kalmamış, toplumsal yapıyı ve devletin demokratik yapısını doğrudan etkilemiş ve iç barışın sağlanmasında önemli engeller oluşturmuştur.
Geçmişten Günümüze Yaşanan Olumsuzluklar
Türkiye’deki Kürt meselesinin tarihi, 1920'lerden günümüze kadar birçok çatışma ve sorunla şekillenmiştir. 1980'lerde başlayan silahlı mücadele, Türkiye'nin dört bir yanını etkileyen büyük bir iç savaşa dönüşmüş ve bu durum, toplumsal yapıyı derinden sarsmıştır. Faili meçhul cinayetler ve kaybolmalar, bu sürecin en acı verici boyutlarından biridir. Binlerce insan, devletin ya da yasa dışı güçlerin elinde hayatını kaybetmiş ya da kaybolmuştur. Bunun yanında yine onbinlerce vatandaş, doğup büyüdüğü topraklardan göç etmek zorunda kalmıştır. Bu durum, toplumsal güveni zedelemiş ve barışa olan inancı zayıflatmıştır.
Ayrıca, dış güçlerin Türkiye’deki Kürt-Türk çatışmasını körüklemeye yönelik müdahaleleri, bu süreci daha da karmaşıklaştırmış ve çözümü daha zor hale getirmiştir. Birçok uluslararası aktör, özellikle Kürt hareketlerinin bölgesel yayılımını teşvik etmiş ve bu da Türkiye’nin içindeki etnik gerilimleri derinleştirmiştir. Dış müdahalelerin etkisiyle, Türkiye'nin iç barışı sağlama çabaları daha da zorlaşmış, barışa giden yol bir hayli uzun hale gelmiştir.
Barış Sürecinin Önemi
Geçmişte yaşanan olumsuzluklar, Türkiye’de barışa olan ihtiyacı her zamankinden daha acil kılmaktadır. Barış, sadece silahlı çatışmaların son bulması anlamına gelmez, aynı zamanda toplumsal huzurun, adaletin, eşitliğin ve özgürlüğün sağlanması anlamına gelir. 2013-2015 yıllarında başlatılan çözüm süreci, barışa olan umudu yeşertmiş, ancak hem iç hem de dış sebeplerle başarısız olmuştur. Ancak Türkiye'nin barışa olan ihtiyacı bitmemiştir. Aksine, bu ihtiyaç her geçen gün daha da derinleşmektedir. Barışın sağlanabilmesi için sadece devletin değil, halkın da katılımıyla bir diyalog sürecinin inşa edilmesi gerekmektedir.
Kayyum Atamaları ve Barış Süreci
Kayyum atamaları, özellikle Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgesi'nde büyük bir tartışma yaratmaktadır. Seçimle gelen belediye başkanlarının görevden alınarak yerine kayyum atanması, halkın iradesinin hiçe sayılması anlamına gelmektedir. Kayyum uygulamaları, sadece Kürt siyasetini değil, aynı zamanda Türkiye’nin demokratik değerlerini de zedelemektedir. Halkın seçtiği bir yöneticinin görevden alınması, yalnızca o bölgedeki halkı değil, tüm Türkiye’deki toplumsal barışı zedeleyen bir durumdur.
Burada bir parantez açarak şu soruya cevap verelim: Hakkında dava açılmış bir aday Çıkarmak Mantıklı mı?
Evet, anlamlı olabilir: Aday çıkarmak, halkın iradesine sahip çıkma ve demokratik hakları savunma açısından önemli bir adım olabilir. Bu, Kürt siyasetinin ve seçmeninin, zorluklarla ve baskılarla mücadele ettiğini gösteren bir tavır olarak değerlendirilebilir. Seçimlere katılmak ve aday çıkarmak, aynı zamanda yerel yönetimlerin özgürlüğünü savunmak anlamına gelir. Bu da, toplumsal barış için gerekli olan bir durum olabilir.
Hayır, tehlikeli olabilir: Ancak, göreve devam eden bazı belediye başkanlarının yargı süreci ve dava dosyaları göz önüne alındığında, bu tür bir adımın tekrardan görevden alma ve kayyum ataması gibi olumsuz sonuçlar doğurabileceği bir durum söz konusu. Bu da seçim sonuçlarıyla doğrudan olumsuz bir etki yaratabilir ve barış sürecine zarar verebilir.
Sonuçta, aday çıkarmak ve seçimlere katılmak, halkın iradesini savunma adına önemli olsa da, mevcut yargı süreçleri ve siyasi atmosferde bu adımın olası sonuçları da dikkatlice değerlendirilmelidir. Seçim stratejisi, bu bağlamda oldukça dikkatli ve öngörülebilir bir şekilde yapılmalıdır.
Barış süreci, ancak halkın iradesine saygı gösterildiğinde sağlanabilir. Bu nedenle, yerel yönetimlerin özgürlüğü ve halkın seçme hakkı korunmalıdır. Ancak böyle bir ortamda gerçek anlamda bir barış ve huzur sağlanabilir.
Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgesi’nin Yer Altı ve Yer Üstü Zenginlikleri: Ekonomiyi Canlandırma Potansiyeli
Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgesi, hem yer altı hem de yer üstü zenginlikleri açısından büyük bir potansiyele sahiptir. Bu bölgeler, Türkiye’nin en verimli tarım arazilerine sahipken, aynı zamanda yer altı kaynakları bakımından da zengindir. Bu illerdeki fosil yakıtlar, doğal gaz, madenler ve taş ocakları gibi zenginlikler, ekonomiye büyük katkı sağlayabilir. Ancak bu potansiyel, yıllardır süren çatışmalar, siyasi belirsizlikler ve güvenlik sorunları nedeniyle tam anlamıyla değerlendirilememiştir.
Yer altı kaynaklarının etkin bir şekilde kullanılabilmesi, sadece bölgedeki ekonomik kalkınmayı sağlamakla kalmaz, aynı zamanda Türkiye'nin genel ekonomik büyümesine de katkı sunar. Bu iller, ayrıca güneş ve rüzgar enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynakları açısından da büyük bir potansiyele sahiptir. Bu potansiyelin hayata geçirilmesi, ülkenin enerji bağımsızlığını artırabilir ve çevresel sürdürülebilirliği sağlama adına önemli bir adım olabilir.
Bölgenin tarım alanlarında ise, Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgesi'nin verimli toprakları, organik tarım ve yüksek kaliteli gıda üretimi için büyük bir fırsat sunmaktadır. Bu illerdeki tarımın modernizasyonu, hem bölgesel kalkınmayı hem de Türkiye’nin gıda güvenliğini sağlamada önemli bir rol oynayabilir. Üretim artışı ve daha iyi bir tarım altyapısı, bölgedeki işsizlik sorununu çözerken, aynı zamanda ülkenin dış ticaretinde de büyük bir potansiyele sahiptir.
Huzur, Ekonomi ve Sosyokültürel Barış
Barışın sağlanması yalnızca silahların susmasıyla değil, aynı zamanda toplumsal huzurun, ekonomik kalkınmanın ve sosyo-kültürel uyumun inşa edilmesiyle mümkündür. Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgesi’ndeki yer altı ve yer üstü zenginlikleri, bu bölgelerdeki ekonomik geriliğin giderilmesi ve halkın yaşam standartlarının iyileştirilmesi için büyük fırsatlar sunmaktadır. Lakin bu fırsatlar ancak barış ortamında gerçek anlamda değerlendirilebilir.
Sosyokültürel barış, farklı etnik kimliklerin birbirini anlaması ve saygı göstermesiyle sağlanabilir. Toplumda hoşgörünün ve anlayışın gelişmesi, yalnızca çatışmaların sona ermesiyle değil, aynı zamanda farklılıkların bir zenginlik olarak kabul edilmesiyle mümkün olacaktır. Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgesi'ndeki yerel halk, kendi kimliklerine sahip çıkarken, aynı zamanda Türkiye’nin diğer bölgeleriyle uyum içinde yaşayabilmelidir. Barışın kalıcı olabilmesi için, tüm vatandaşların kendilerini özgürce ifade edebilmesi ve eşit haklarla yaşamaları sağlanmalıdır.
Türkiye’nin Barışla Ortadoğu’ya Huzur Getirme Potansiyeli
Türkiye, barış sürecini iç huzurunu sağlamakla sınırlı tutmamalıdır. İç barışın tesis edilmesi, Türkiye’nin hem bölgesinde hem de dünyada önemli bir aktör olma potansiyelini artıracaktır. Türkiye, barışçıl bir politikayla Ortadoğu’daki krizleri çözme konusunda kilit bir rol üstlenebilir. Özellikle Kürt meselesindeki kalıcı bir çözüm, Türkiye’nin hem iç hem de dış politikasında büyük bir dönüm noktası olacaktır. Barış, sadece Türkiye'nin içindeki halkları değil, aynı zamanda Ortadoğu’daki halkları da birleştirebilir. Türkiye'nin Ortadoğu’daki ülkelerle barışçı ilişkiler kurarak, bölgedeki krizlerin çözülmesinde arabulucu rolünü üstlenmesi mümkündür.
Bölgedeki etnik ve dini çatışmaların sona ermesi, Türkiye’nin bölgesel kalkınma ve güvenlik adına güçlü bir liderlik sergilemesine olanak tanır. Barışın içte ve dışta sağlanması, Türkiye’yi sadece bölgesel değil küresel düzeyde de daha güçlü bir aktör haline getirebilir. Ortadoğu’da Türkiye’nin barışçı bir vizyon sunması, bölge halklarının güvenini kazanmasını sağlayarak, huzurun ve istikrarın gelişmesine katkı sunabilir.
Sonuç: Barışa Giden Yol
Türkiye’nin yaşadığı geçmişten gelen olumsuzluklar, ülkenin geleceği için birer ders niteliğindedir. Faili meçhul cinayetler, zorunlu göçler, dış güçlerin bölgesel çatışmaları körükleme çabaları ve kayyum atamaları gibi olumsuz faktörler, barışın sağlanmasının önündeki en büyük engellerdir. Ancak barış, bir tercih değil, bir zorunluluktur. Türkiye’nin huzur içinde, ekonomik olarak kalkınması ve sosyo-kültürel olarak uyumlu bir toplum olabilmesi için barışın sağlanması kaçınılmazdır.
Barış, sadece silahların susması değil, aynı zamanda adaletin, eşitliğin, hoşgörünün ve özgürlüğün tesisiyle mümkündür. Türkiye, tüm bu olumsuzlukları geride bırakarak, sadece iç huzuru sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda bölgesel ve küresel barışın öncüsü olabilecek bir potansiyele sahiptir. Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgesi’nin ekonomik ve kültürel zenginlikleri, barış ortamında değerlendirilen potansiyellerle Türkiye’nin kalkınmasını sağlayacak ve aynı zamanda toplumsal huzurun inşasına katkı sunacaktır. Barışa giden yol, her bireyin eşit haklara sahip olduğu, özgürce yaşamını sürdürebildiği, adaletin ve hoşgörünün hakim olduğu bir toplumu inşa etmekle mümkündür.
Türkiye’nin geçmişte yaşadığı acılar ve zorluklar, bu barışı elde etmek için birer motivasyon kaynağı olmalıdır. Barış, Türkiye'nin ve bölgenin geleceği için temel bir gerekliliktir ve bu sürecin başarısı, yalnızca hükümetin değil, tüm toplumun ortak çabasıyla mümkün olacaktır. Vesselam...
- Yorum Ekle
- Arkadaşına Gönder
- Yazdır
- Yukarı
Tel : / Faks : | Yazılım: CM Bilişim - Tasarım: INVIVA