15 Temmuz'dan bu yana yatağa mahkûm yaşayan Gazi Algan, Cumhurbaşkanı ile görüşmek istiyor

ABD destekli 15 Temmuz darbe girişimi sırasında, İstanbul’da çıktığı tankın üzerinde darbeci askerler tarafından vurulduktan sonra tekerlekli sandalyeye mahkûm olan Mardinli Halil Algan (48), darbenin yıl dönümü dolayısıyla İLKHA muhabirine konuştu.

 

Kanlı darbe girişiminde 250 insan can verdi, binlercesi de yaralandı. O gece darbeci askerlerin açtığı ateş sonucu ağır yaralanan insanlar hala o gecenin izlerini bedenlerinde taşıyor. Bunlardan biri olan Mardinli Halil Algan, 5 yıldır yatağa mahkûm bir şekilde hayatını idame ettirmeye çalışıyor.

 

“Çok acı çekiyorum”

 

Çok acı çektiğini ve acılarının gün geçtikçe şiddetlendiğini aktaran Algan, “Bazen sabahlara kadar acıdan dolayı bağırıp duruyorum.” diyor.

 

Darbe gecesini anlatan Algan, şöyle dedi:

 

“İşten çıkıp eve gitmiştim. Biraz yorgun olduğum için uzanmış televizyon izliyorum. Bir süre sonra tüm kanallar aynı şeyleri göstermeye başladı. Bir kanalda darbe iması yapılınca ve malum Cumhurbaşkanı bizleri meydanlara çağırınca hemen dışarı çıktım. Kalabalık bir grup ile Esenler atış alanına giden ana caddede gidiyorduk. Emniyete doğru giderken arkamızdan tankların geldiğini gördük. Tanka atladık. 5-10 kişi vardık. Tank, insanların arasına daldı, arabaların üstünden geçti, insanları şehit etti, gazi etti. 100-200 metreye kadar insanların arasından bir filim karesi gibi geçti. Hatta tanka atladığım zaman oradaki askeri dövmeye başladım. Çık diyorum, çıkamıyor. Tanktan çıkan bir askeri dövünce ağlamaya başladı. Sonra ‘günah' dedim, ‘bunun ne suçu var' dedim, sarıldım ve öptüm. 'Tamam, tamam senin suçun yok' dedim. Alttakiler çıksın falan. Meğer uzmanmış, Onu birkaç ay sonra öğrendim. Oradaki uzmana G-3'ü verdiler. G-3'ü tutuk, biz çekiyoruz, o çekiyor. Yanımdaki de bana yardım ediyor. Çektik G-3'ü. elimdeydi, yanımdaki 'abi bana versene' dedi. 'Kimseyi vurma!' dedim. Tankın sesi o kadar yüksek ki bir birimizin sesini zor duyuyorduk. G-3'ü ona verdim. 2-3 kilometre daha gittik. Bir 'pıt! pıt!' diye ses duydum. Meğer yanımdaki iki kurşun yemiş karnından.”

 

“45 gün yoğun bakımda kaldım”

 

Vurulduktan sonra hemen tanktan düşmediğini, kendinden geçtikten sonra kalabalık bir grubun içinde düştüğünü aktaran Algan, 45 gün yoğun bakımda kaldığını söyledi.

 

Algan, “Vurulduğumu hissedince dualar etmeye başladım. İhlas Suresi’ni okudum ve tükenmeye başladım. Vuruldum, nereden vuruldum bilmiyorum. Ölüyorum. Kendimi sonra bıraktım. Yani vurulduktan sonra çok dua ettim. Kurşun koltuk altımdan girmiş, sol akciğer ve omirilikten fırlamış. Felç kaldım ve çok acılar çekiyorum. Bazen sabaha kadar acılardan uyuyamıyorum. Gece gündüz sırt üstü yatalağım, bir tarafa dönemiyorum. Allah eşimden razı olsun, o bana bakıyor.”

 

Zaman zaman bunaldığını ve çok kötü olduğunu kaydeden Algan, her şeye rağmen sabrederek şükrettiğini söyledi.

 

Algan, “Acılarım çok, dayanılmaz. Binlerce kez şükürler olsun. Ben gereken neyse ve üstümüze vazife olan ne varsa onu yaptım. Bugün olsa yine yaparız. Gerçekten bir değil bin kere de olsa yaparız. Hani bana silah doğrultulsa, değil silah tanktan bombalar üzerime atılsa, uçaklarla beni paramparça yapsalar yine çıkarım. İnsan ölecekse değer bir şey için ölsün.” diye konuştu.

 

“Darbeciler en ağır şekilde cezalandırılsın”

 

Darbecileri her gün lanetlediğini ve en ağır cezayı almalarını istediğini kaydeden Algan, “Adı üstünde darbe! Ne kadar ceza yerlerse hak ediyorlar. Tutup 250 kişiyi şehit edeceksin, binlerce insanı gazi bırakacaksınız. Yani darbe çok kötü bir şey. Darbeye kalkışanlar ne kadar müebbet alsalar azdır.” dedi.

 

“Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sesleniyorum: Sizinle görüşmek istiyorum”

 

Aradan geçen yıllara rağmen şu ana kadar Cumhurbaşkanı ile görüşemediğini aktaran Algan, son olarak şunları söyledi:

 

“Ne telefonla ne de yüz yüze Cumhurbaşkanı ile görüşmedim. Milletvekilleri de bugüne kadar ziyaretime gelmiş değiller. Belki benden haberleri bile yok. Bu yüzden yine sizin aracılığınızla Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sesleniyorum: Sizinle görüşmek istiyorum.” (İLKHA)