Karakter boyutu :
15 Aralık 2021 Çarşamba 09:40
Bankadan aradıklarını söyleyerek 130 bin TL dolandırdılar
İstanbul Küçükçekmece'de esnaflık yapan Ş.A, kendisini bankadan aradıklarını belirten şahısların yönlendirmesi sonucunda hesabındaki 90 bin TL'den fazla para boşaltılırken üstüne bir de mağdur adına 35 bin TL kredi çekildi.
İnternet ve telefon üzerinden yaşanan dolandırıcılık olayları son zamanlarda daha da artarak birçok insanı mağdur olmasına sebep oluyor. Kimi zaman yüksek kazançlı yatırım vaatleriyle kandırılan insanlar kimi zaman da adlarına terör örgütlerine para aktarıldığı, polis, savcılık ve jandarmadan aradıklarını belirterek insanların paniklemesine sebep olan dolandırıcılık şebekeleri, insanların ya hesaplarındaki paraları hortumluyorlar veya ellerindeki nakit paraları bazı hesaplara bankamatik üzerinden yatırmalarına sebep oluyorlar.
Bazı firmaların insanların kişisel bilgilerini para karşılığında farklı kurum ve kuruluşlarla paylaşmaları sonucunda dolandırıcılık şebekelerinin iştahını kabartarak insanları internet ve telefon üzerinden kandırılmasına sebep oluyor. Bu durum güvenli internet alışverişi konusunu bir kez daha gündeme getirirken telefon üzerinden arayan ve kendilerini farklı kişiler olarak tanıtanlara da güvenilmemesi gerektiğini yeniden hatırlatıyor.
Son yaşanan olayda ise yaklaşık 130 bin TL dolandırılarak hem tüm birikimi giden hem de üzerine çekilen kredi ile bankaya borçlandırılan Ş.A, kendisini bankanın genel müdürlüğünden aradıklarını ve hesabında bir hareketlilik olduğunu söyleyen dolandırıcıların yönlendirilmesiyle büyük mağduriyet yaşadı.
Yaşanan mağduriyet ile ilgili konuşan Ş.A. ve mağdur avukatı Hasan Ece, insanların bu tür durumlara karşı uyanık olmaları, arayanların etkisine girmemek ve dolandırılmamak için hemen telefonu kapatarak en yakın karakol veya savcılığa gidip suç duyurusunda bulunmaları gerektiğini ifade ettiler.
"Hakkımdaki bilgileri bildikleri ve profesyonel konuştukları için dolandırılma ihtimali aklıma gelmedi"
Başına gelen olayla ilgili konuşan mağdur olan Ş. A. "Bana bir telefon geldi. Bankanın genel müdürlüğünden aradıklarını, hesabımda hareketlilik olduğunu söylediler. Konuyla ilgili bilgimin olup olmadığını sordular. Ben de haberimin olmadığını söyledim. Bir şahsın hesabımdan havale yaptığını söylediler. Ben de doğal olarak heyecanlanıp 'ne hareketliliği?' diye sordum. Bana 'isterseniz hesabınıza girip bakın, birisi sizin hesabınızdan para transferi gerçekleştiriyor' dediler. Hesabıma mobil şubeden girince meğerse onlar da arka plandan işlem yapmaya, hesabımdan başka hesaba para aktarmaya başlamışlar. Bana da hesap hareketliliğine dair video yollayarak sakin olmamı, banka olarak müdahale edeceklerini söylediler. Bana ait tüm bilgileri, anne-baba adımı soyadımı ve diğer kişisel bilgilerimi biliyorlardı. Çok profesyonel şekilde konuştukları için ben de dolandırıcı olabileceklerine hiç ihtimal vermedim." dedi.
"Telefon görüşmesi bitince banka hesabımın boşaltıldığını, adıma 35 bin TL kredi çekildiğini öğrendim"
Ş.A, "Bana sorular sorarak oyalıyorlardı. Sonradan fark ettim ki bayağı uzun konuşmuşuz. 'Siz iyi bir müşterimizsiniz, size yardımcı olacağız. Bu dolandırıcılarda vicdan yoktur. Bankamızın avukatlarıyla bu konuyu yargıya taşıyacağız. Hesabınıza giren kişilerin adları da belli' diyerek bir yandan güven kazanıp bir yandan da hesabımı boşaltıyorlardı. İşin sonuna doğru şüphelenmeye başladım ve ne oldu, bitmedi mi? Diye sorgulamaya başladım. Onlar da 'az kaldı, 3-5 dakika müsaade et' dediler ve kısa süre sonra telefonu kapattılar. Hesabıma baktığımda 90 binden fazla para çektiklerini, adıma da 35 bin lira kredi çektiklerini öğrendim." diye konuştu.
"Yetkililerin işlerini hızlı yapmaması dolandırıcılara fırsat sunuyor"
Dolandırıldığını anladıktan sonra hızlıca mahallesindeki karakola giderek yaşadığı mağduriyeti anlattığını ancak karakolda herhangi bir işlem yapılmadığını ve görevlilerin kendisini savcılığa yönlendirdiğini belirten Ş.A, "Gece bir kez daha avukatım ile birlikte karakola gittim ama yine geri çevirip savcılığa yönlendirdiler. Oradan savcılığa gittik ama nöbetçi savcının olmadığını öğrendik. Böylece iş bir sonraki güne kaldı. Burada emniyette de bir aksaklık olduğunu gördük. Bu tür durumlarda acele hareket edilmesine, bu suiistimallere acil müdahale edilmesi gerektiğine inanıyorum. İşin ağır aksa yürümesi dolandırıcılara fırsat veriyor." şeklinde konuştu.
"Krediyi nasıl ödeyeceğimi kara kara düşünüyorum"
Yaşadıkları mağduriyet sonrasında avukat aracılığıyla savcılığa dilekçe verdiklerini belirten Ş.A, "bu konuda devlet yetkilileri, bankalar daha hassas davranması gerekiyor. Tüm paramızı alıp götürmüşler ve üzerine bir de kredi çekmişler. Şu anda kara kara krediyi nasıl ödeyeceğimi düşünüyorum. Yaşadığımız mağduriyetin giderilmesi gerekir." ifadelerini kullandı.
"Kişisel verilerimiz piyasada dolaşıyor"
Yaşanan dolandırıcılık olaylarının arka planının olduğunu, dolandırıcıların hedef seçtikleri kişi hakkında bilgi topladıklarını söyleyen mağdur avukatı Hasan Ece, "Şu anda Türkiye'deki herkesin kişisel verileri piyasada dolaşıyor. Çoğu insanlar bu verilerimize rahatlıkla ulaşabiliyorlar. Nasıl ulaştıklarına dair bir bilgimiz yok. Ancak söz konusu İnternet dolandırıcılığı olduğunda, bu kişisel veriler olmadan bu dolandırıcılık yapamıyor. Verileri ellerinde olan insanlar, farklı yöntemlerle sizinle iletişim kuruyorlar ve bazen kendilerini emniyetten aradıklarını, savcılıktan veya da bankadan aradıklarını söylüyorlar. Bizim yaşadığımız somut olayda ise, kendilerini bir bankanın güvenlik biriminden aradıklarını söylemişler ve hesaplarınızda bazı hareketlenmeler var, mobil hesaplarınız ele geçirilmiş oradaki hesaplarınız boşaltılacak biz size yardımcı olmak için aradık dediler. Bizim müvekkilimiz de esnaf. Kendisi hemen inanacak birisi değil ve arayanlara kim olduklarını da sormuş. Onlar da müvekkilime ait tüm bilgileri vermişler. Müvekkilinin T.C kimlik numarasını, annesinin, babasının isimlerini ve tüm bilgilerini verince haliyle müvekkilimiz de, bunları bilse bilse ya devlet kurumu ya da banka bilir deyip inanmış. Süreç böyle ilerlerken banka hesabındaki tüm paraları boşaltmışlar. Yaşanan böylesi olaylarda öncelikle devletin kişisel verilerin koruma yükümlülüğü gündeme getiriyor. Kişisel verilerimiz şu anda piyasada dolanıyor. Her arayan kişinin bize ait olan bilgileri bize söylemesi bizi aldatmasın." dedi.
"Dolandırıcılar hedef seçtikleri kişinin kişisel bilgileri ve sosyal medya hesaplarından elde ettikleri bilgiler ışığında bir senaryo yazarak uygulamaya koyarlar"
Özellikle dolandırıcılık suçu ve internet dolandırıcılığının organize bir suç olduğunu dolandırıcıların sadece kişisel verilerle yetinmeyip hedef seçtikleri kişilerin özel hayatları hakkında da araştırma yaptıklarını hatırlatan Ece, "Genellikle insanlar sosyal medya hesaplarından ne iş yaptıklarını, ne yaptıklarını yüksek oranla paylaşıyorlar. Dolandırıcılar da sosyal medya hesaplarından bir tarama yaparak şahsa ilişkin ciddi manada bir bilgi toplarlar. Bu bilgileri topladıktan sonra buna ilişkin bir senaryo yazarlar ve bunu uygulamaya koyarlar. İlk aradıklarında korku ve panik koridoruna koyarlar. O koridora giren kişiyi de oradan çıkartmazlar. Oturup düşünmesine, başka bir kişiyle görüşmesine fırsat vermezler. İletişim kurdukları kişiyi konuşturup meşgul ederler. O panik koridorunda yönlendirilmeye en müsait anı yakalayarak dolandırıp mağdur ederler. Bu aşamada yapılması gereken ilk iş, savcılığa başvurmaktır. Özellikle vurgulamak istiyorum kesinlikle karakola gitmesinler. Karakola gitseler de, karakolun o anda yapabileceği hiçbir şey yok. Burada hemen reaksiyon alıp savcılığa gitmek gerekir. Eğer savcılıkta hızlı hareket ederse yapılan para havalesini durdurabilir veya paranın havale edildiği hesaba bloke koyabilir. Dolayısıyla vatandaşlar böyle bir olay yaşadıklarında derhal kendilerine en yakın Cumhuriyet Başsavcılığına başvurmaları gerekir." diye konuştu.
"Hiç kimse 'başıma gelmez' demesin"
Türkiye'de böylesi olayların çokça yaşandığını belirten Ece, "Sanat camiasından profesörlere kadar insanlar bunu yaşamaktalar. En meşhur örneği Profesör Dr. Canan Karatay. Karatay 50 bin dolar dolandırıldı. Dolayısıyla A şahsı veya B şahsı fark etmez. Hiç kimse 'benim başıma gelmez' demesin. Her an hepimizin başına gelebilir. Böyle bir olay başımıza geldiğinde, verilerimizi bize söyleseler dahi bizi arayanlara inanmamalıyız. Öncelikle böyle bir olay yaşadığımızda hangi kurumdan arıyorlarsa telefonu kapatıp o kurumu arayalım. Eğer ciddi bir dolandırıcılık şüphesi varsa, daha para transferi gerçekleşmemişse, direkt en yakın karakola gidelim veya yanımızda olan birileri ile istişare edelim. Onlar bir insanı o koridora koyduktan sonra en önemsedikleri şey kişinin 3'üncü bir kişi ile irtibata geçmesini engellemektir. Bu şahıs 3'üncü bir kişi ile irtibat kursa kurdukları senaryo bozulur ve hedefledikleri dolandırıcılık işlemi gerçekleşmez." şeklinde konuştu. (İLKHA)
Bu haber toplam 203 defa okunmuştur
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
DİĞER HABER BAŞLIKLARI
Tüm Hakları Saklıdır © 1997 - 2024 Midyat Habur | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : / Faks : 04824641346 | Yazılım: CM Bilişim - Tasarım: INVIVA
Tel : / Faks : 04824641346 | Yazılım: CM Bilişim - Tasarım: INVIVA