Derik'te bulunan GAP şelalesi 2 yıldır kurumuş durumda

Mardin'in Derik İlçesinde zeytin ağaçlarının, meyve-sebze tarlalarının, insanların ve hayvanların su ihtiyacını karşılayan GAP şelalesi, kuraklık nedeniyle 2 yıldır kurumuş durumda.

 

Mardin'in Derik ilçesi sınırları içerisinde kalan ve ilçe merkezine 5 kilometre uzaklıkta bulunan  Türkiye'nin 223'üncü tabiat parkı olarak ilan edilen GAP şelalesi 2 yıldır kurumuş durumda.

 

Dağın diğer tarafında suyun akışı boru sistemiyle aktif bir şekilde devam ederken 20 bin dönümlük meyve ve zeytin ağaçlarının bulunduğu GAP bahçelerini sulama görevini gören GAP şelalesi, kurumasıyla beraber ürünlerin su ihtiyacı karşılamada ciddi oranda yetersiz kalmaktadır.

 

Şelale ilgili konuşan Aykan Akkoyun, GAP şelalesinin daha öncelerde turistlerin gözde mekânı olduğunu ve şelalenin çevresinde bulunan zeytin ve birçok ürünlerin su ihtiyacını karşıladığını ancak 2 yıldan beri kurumuş vaziyette olduğunu ifade etti.

 

İlçe için suyun az ürünlerin ise çok olduğunu ifade eden Akkoyun herkesin adaletli bir şekilde sudan faydalanabilmesi için gerekirse su kooperatifleri kurulabileceğine dikkat çekti.

 

"Suyun azalması tabii ki her şeyi etkiliyor"

 

Kuruyan şelalenin geldiği asıl kaynağına ve şelalenin canlılara verdiği faydaları aktaran Akkoyun, "Derik GAP şelalesi yağmur olduğu sürece akıyor.  2 yıldır kurumuş durumda ve bu suyun asıl kaynağı dağın mağara kısmında biriken sudan geliyor. Oradan gelen yağmur suları üst tarafın dibinden çıkıyor. Oradan da zeytin ağaçlarının, meyve ve sebzelerin alanına doğru yayılıyordu. Her canlıya faydası oluyordu ama 2 senedir maalesef yağmurun olmaması kuraklığın meydana gelmesinden dolayı şu an şelale de akmıyor. Su da azalmış durumda. Suyun azalması tabii ki her şeyi etkiliyor. Meyveyi, sebzeyi, zeytini bütün yaşamı etkiliyor. Su olduğu zaman her yerde bereket oluyor ama su olmadığı zaman maalesef böyle kuraklık ve sıkıntı oluyor." dedi.

 

Akkoyun, "Bu şelalenin yaklaşık bir kilometre uzaklığının üst tarafında bir mağara var. Bu şelalenin asıl kaynağı o mağaranın içinden geliyor. Dağlarda biriken yağmur ve kardan ötürü yeraltında doğal bir kaynak suyu oluşmuş. Dağın diğer tarafında hala aktif olarak akan su, gerçekten çok güzel, temiz, berrak ve içilebiliyor." ifadelerini ekledi.

 

"Her canlıya fayda sağlıyordu"

 

Bu tür doğal su kaynaklarının  tüm canlılar için yarar sağladığını belirten Akkoyun, "Bu su, Allah-u Teâlâ tarafından gönderilmiş bütün canlılar için fayda sağlıyor. Zeytinleri, sebzeleri suluyoruz. İnsanlar evde akan sudan ziyade bidonlarını getirip GAP şelalesinden su alıyor. Bunun yanında bütün böcekler, hayvanlar dahil her canlı faydalanıyordu." ifadelerini kullandı.

 

Suyun daha çok keşfedildiği noktalarının olduğunu ve bu noktalara bağlantı kurularak daha fazla suya ulaşılabileceğini aktaran Akkoyun, "Yetkililerden şelale için söylenecek pek bir şey yok. Çünkü şelale sadece yağmur suyuyla akan bir durumdur. Allah-u Teâlâ yağmur verdiği zaman o bereket oluyor, şelale akmaya başlıyor. Yağmur olmadığı zaman sıkıntı oluyor. Mesela binlerce dönümlük sulanması gereken zeytinlik alanlar var.  Aslında bazı noktalarda su olmasına rağmen yeterli derece ilgi alaka olmadığı için o su çıkarılamıyor. Şelalenin ana kaynağı dediğimiz üst mağarada onun altında gürül gürül akan bir su var. O çıkarıldığı takdirde şu an bir boru bağlantısıyla belli bir miktarda su akıyor ama altında daha büyük bir su var. O bağlandığı zaman inşallah burada sulanmayan hiçbir ağaç kalmayacak." şeklinde kaydetti.

 

"Elimizdeki bir miktar suyu hoyratça kullanıp onu israf ediyoruz"

 

Günümüzde su israfının hoyratça kullanıldığını ve suyun israfına da değinen Akkoyun, "Ayrıca şöyle bir şey var, hep Allah'ın rahmetinden bahsediyoruz, Allah-u Teâlâ rahmet gönderiyor, yağmuru gönderiyor. Göndermediği zaman da elimizdeki imkanlardan faydalanamıyoruz. Elimizdeki bir miktar suyu da hoyratça kullanıp onu israf ediyoruz. Biz böyle zeytinleri sularken kaba bir sulama yapıyoruz. Damlama sistemi olmuş olsa belki bunca su israfı da engellenmiş olur ama ona da çoğu kişinin gücü, imkânı olmadığı için yapamıyorlar. Çoğu kişi kuyu vurmuş, su kuyusu açıp kullanıyorlar. Çoğu kişide de kuyu da yok. İnsanların böyle adaletli bir şekilde faydalanabilmeleri için gerektiğinde bir su kooperatifi kurulabilir. Onun düzenli kullanılabilmesi için insanlar sırayla istifade edebilir. Şu an maalesef en büyük sıkıntımız suyun olmamasıdır." ifadelerini dile getirdi. (İLKHA)