Yıldırım: Gün kınama değil karşılık verme, somut adım atma günüdür

Mescid-i Aksa'ya yapılan baskınların protesto edilmesi amacıyla İstanbul'da düzenlenen programda konuşan Yazar Muhammed Emin Yıldırım, "Buradan tüm İslam coğrafyalarındaki yöneticilere sesleniyorum! Halk kınar halk. Yönetici kınamaz. Yönetici somut adım atar. Diplomatik, ticari ilişkileri keser ve söz söyler." dedi.

 

Siyonist işgalcilerin Mescid-i Aksa'ya yaptığı baskını protesto etmek amacıyla bir araya gelen onlarca STK, yapılan alçakça saldırılara karşılık artık kınamadan öteye geçilmesi gerektiğini ifade ettiler.

 

Türkiye genelinde teravih namazı sonrası yapılan protestoların İstanbul'daki adresi Fatih Camii oldu.

 

"Kudüs İçin Kıyama" sloganıyla İHH öncülüğünde Fatih Camii avlusunda teravih namazının ardından toplanan binlerce kişi Kudüs için destek çağrılarını yineleyerek işgalci siyonistleri lanetledi.

 

"Allah dünyaya öncelik verenlere Kudüs'ün fethini nasip etmez"

 

Programda bir konuşma yapan Yazar Muhammed Emin Yıldırım, "Biz sadece slogan ümmeti değiliz. Bizde sadece hamaset konuşulmaz. Hamasetin altını hamiyet ile doldurduğumuzda o zaman tam anlamıyla mümin ve muvahhid duruşunu ortaya koymuş oluruz. İsrail oğullarının çok değer verdiği Hazreti Musa ve ağabeyi Harun Aleyhisselam, yıllarca Mısır'da Firavuna karşı bir mücadele verdiler. 40 yıl süren mücadelenin sonunda Allah o günkü Müslümanları, müminleri firavunun zulmünden kurtardı. Onlar Kızıldeniz'i yararak karşıya geçtiler. Firavun ve ordusu da denizde boğulup gittiler. İsrail oğulları firavunun zulmünden kurtulup tih çölüne geldiğinde içlerinde 2 peygamber olmasına rağmen Kudüs'ü fethedemediler. Çünkü o günkü israil oğulları, dünyaya saplanmışlardı. Ahiret öncelikli değil dünya öncelikli yaşıyorlardı. Dünya öncelikli yaşayan, ölümden, şehadetten korkan, kendi menfaatlerinden başka bir şey düşünmeyen, sadece biriktirme krizine giren, sadece menfaati için harekete edenlere Allah Kudüs'ün fethini nasip etmedi." diye konuştu.

 

"Cihadı sevda haline getirmezsek, şehadeti dualarımızın başına koymazsak fetih olmaz"

 

Yıldırım, "Allah, dünyaya saplanan ve sadece menfaatini düşünen israil oğullarını helak etti, yerine yeni bir nesil getirdi ve o nesil içerisinden çıkan gencecik bir komutan ve peygamber olan hazreti Yuşa'nın komutasında Kudüs'ü fethettirdi. Eğer biz Mescid-i Aksa'yı, etrafı mübarek kılınan o toprakları sadece israil saldırdığında hatırlarsak fetih yok. Bunu iyice bilelim. Eğer aşkımızı ve sevdamızı meydanlara hapsedersek fetih yok. Cihadı sevda haline getirmezsek, şehadeti dualarımızın başına koymazsak, Kudüs bizim için her duanın içerisinde bir sevdaya dönüşmezse fetih olmayacak. Onun için Yuşa Aleyhisselamın gençler gibi tek bir sevdamız kalacak. O sevdada sadece Kudüs olacak. O olursa Allah Kudüs'ün fethini yeniden bir kez daha bize nasip edecek." şeklinde konuştu.

 

"Yöneticiler kınamaz, somut adım atar, diplomatik ilişkileri keser"

 

İslam ülkelerinin yöneticilerinin kınamaktan öteye geçerek somut adım atmaları gerektiğini vurgulayan Yıldırım, son olarak şu ifadeleri kullandı:

 

"Burada 'kahrolsun israil' diyoruz. Allah bize nefes verdikçe de bunu diyeceğiz. Çünkü karşımızda duran kahrolması gereken bir teröristtir. Ne hukuki ne insanlığı ne adaleti taşımayan bir terörist çete ile karşı karşıyayız. İsraile kızdığımız kadar bugün başımıza musallat olan ve İslam coğrafyalarının yeraltı, yerüstü kaynaklarını, heyecanının, umudunu bir kene gibi kemiren, başımıza musallat olan yöneticilerden de kurtulmadıkça Kudüs'ün fethi sadece hayal olacaktır. Buradan tüm İslam coğrafyalarındaki yöneticilere sesleniyorum! Halk kınar halk. Yönetici kınamaz. Yönetici somut adım atar. Diplomatik, ticari ilişkileri keser ve söz söyler. Söz ile israile karşılık vermenin günüdür. Sadece kınama günü değildir. Bunu herkesin artık çok iyi bir şekilde anlamamız gerekir."

 

"Aklımız başımıza almak zorundayız, eğer Kudüs'ü verirsek İstanbul da gidecektir"

 

Tarihte İslam dünyasının siyasetine, ticaretine, itikadına yön veren şehirlerinin olduğunu ancak bugün bu özelliklerini kaybettiklerini söyleyen Mavi Marmara Derneği Genel Başkanı Beheşti İsmail Songür, "Endülüs, Şam, Bağdat, İstanbul, Kudüs, Mekke, Medine ve Buhara asırlar boyunca İslam dünyasına yön verdi bu şehirlerimiz birer canlıdır. Birbirine görünmeyen başlarla bağlıdır. Endülüs, şu anda bir müze hükmünde ve İslam dünyasına hiçbir faydası kalmadı. Şam'ın ve Bağdat'ın çocukları kaçabilmek için Akdeniz'de boğuluyorlar. Mekke ve Medine maalesef İslam dünyasına yön veren özelliğini kaybetti. Buhara, yaşadığı birçok işgalle hâlâ direnmeye çalışıyor. Elimizde bir Kudüs bir de İstanbul kaldı. Bugün aklımız başımıza almak zorundayız. Eğer Kudüs'ü verirsek İstanbul da gidecektir." dedi.

 

"Kudüs, siyasete, ticarete kurban edilemeyecek kadar önemlidir"

 

Songür, "Kırmızıçizgimiz nedir? Mescid-i Aksa'nın yıkılması, orada ibadet edilmemesi, Müslümanların vurulması mıdır? Kadınların, kızların, çocukların her gün sokak ortasında kurşunlanması mıdır? Şu anda siyonist israil tüm kırmızıçizgilerimizi darmadağın etti. Kudüs, siyasete, ticarete kurban edilemeyecek kadar önemlidir. Kudüs bir iman meselesidir. Biz, israil ile normalleşmiyoruz. Katillerle, teröristlerle normalleşmiyoruz." diye konuştu.

 

"Kudüs, her zaman Müslümanların gündeminde olmalıdır"

 

STK'lar adına basın açıklamasını okuyan Genç İHH Genel Başkanı Muhammet Cihat Çelik, "İşgal, ribatın Mescid-i Aksa'daki köklerini kazımak ve böylece Yahudileştirme gündemi empoze etmek için tüm gücüyle ilerliyor. İtikâfta bulunan Filistinliler saldırıya uğruyor, ibadet etmeleri engelleniyor ve tutuklanıyorlar. İsrailin gece Mescid-i Aksa'ya yaptığı saldırılar neticesinde yüzlerce murabıt gözaltına alındı. Mescid-i Aksa peygamber Efendimizin Miraca yükseldiği yerdir. Mescid-i Aksa'yı asla yalnız bırakmayacağız. Mescid-i Aksa'yı sadece saldırı olduğunda hatırlamak, diğer zamanlarda kendi haline terk etmek Müslümanlara asla yakışmaz, Kudüs, her zaman Müslümanların gündeminde olmalıdır. İşgali asla ve asla normal görmemeliyiz. İşgalin karşısında yapılabilecek ve yapmamız gereken çok fazla şey var. İslam dünyasının birlik ve beraber hareket etmesi yapılacakların en başında geliyor." şeklinde konuştu.

 

"Tarihin de coğrafyanın da kilidi Kudüs'tür"

 

Türkiye, Kudüs ve Filistin ile ilgili inisiyatif alma noktasında en önemli ülkelerden birisi olduğunu vurgulayan Çelik, konuşmasını şu şekilde noktaladı:

 

"Problemin büyüklüğü nedeniyle yapılan çalışmalarda ve izlenilen güzergâhlarda gayreti arttırmalıyız. İsrailin Türkiye üzerindeki planlarını geçmişten dersler çıkararak düşünmeli ve israil ile normalleşmenin bu ramazan ayında tekrardan görüldüğü gibi faydadan çok zarar verdiğini hep birlikte görmekteyiz. Kudüs, her zaman temel meselemiz olarak kalacak. Tarihin de coğrafyanın da kilidi Kudüs'tür. Yaşananlardan ders çıkarmalı ve Kudüs'ün israil işgalinden korunması için tüm dünyayı harekete geçirmeliyiz. Bugün Kudüs halkı israile karşı bir varoluş mücadelesi veriyor. Her türlü engellemeler ve baskılamalara rağmen insanlar akın akın Mescid-i Aksa'ya doğru gitmektedir. Bu mücadele sadece Kudüslülerin değil bizlerin de mücadelesidir. Filistinli kardeşlerimizin direnişi ve mücadelesini dünyanın dört bir yanında sürdürmeliyiz. Mescidi Aksa'nın muhafazası için israile karşı durmalıyız." (İLKHA)