• Mardin19 °C
  • Diyarbakır16 °C
  • Batman19 °C
  • Şırnak19 °C
  • İstanbul12 °C

Abdulaziz ALTEKİN / Yazar

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

İMAMOĞLU'NU GELİN HEPİMİZ YARGILAYALIM!

24 Mart 2025 Pazartesi 13:16

Dört mevsimin bir arada yaşadığımız, yasaklara rağmen her dilin konuşulduğu ve önemli ticaret yolları üzerinde yer alan bu cennet vatanda yaşayanların hali içler acısı!

Başka ülkelerde vatandaşlar tatil yapıp hayatlarını yaşarken maalesef bizimkiler sokaklara dökülüp cop yiyor, tekmeler arasında yerde sürükleniyorlar. Hatta yetmiyor, bu soğukta TOMA'lar tarafından sırılsıklam oluyorlar.

Peki, neden?

Çünkü bir grubun çıkarına işleyen bu düzenin her geçen gün bizi esir aldıklarını biliyorlar. Bir Suriye ya da Ortadoğu ülkesi olmamak için en temel haklarını kullanmak istiyorlar ama maalesef buna bile izin verilmiyor.

Bu hale nasıl geldik?

Bütün kaynakları bir grubun lehine kullananlar, daha önce hiç bu kadar ileriye gitmemişti. Açıkçası toplum içerisindeki bölünmüşlük de ekmeklerine yağ sürüyordu. Bu yüzden çok rahat davranıyorlardı. Verdikleri ihaleler, çerez paraları, yollar,.. ve buna benzer konulara değinmeyeceğiz. Bu yazımızda sadece 'Bağımsız Yargı'ya bakacağız.

Ne yazık ki geçmişte zulme uğrayanlar, şimdi aynısını başkalarına yapmaya çalışıyorlar. Ve bunu bağımsız yargı adı altında yapıyorlar. Hal böyle olunca toplum artık yeter dedi.

Bıçak kemiğe nasıl dayandı?

Fazla uzağa gitmeden tarihin tozlu raflarına bir göz atalım:

Zehra Kınık: 17 yaşındaki bir gencin ölümüne neden oldu. Suçlu bulunmasına rağmen bir gün bile yatmadı ve sadece yurtdışı yasağıyla serbest bırakıldı. Şimdi o yasağın kaldırılması için uğraşıyor.

Kartalkaya otel yangınında on gün içerisinde sorumlular cezalarını çekecekti. Muhtemelen muhaliflerin ihmali olduğu düşünüldüğü için böyle bir konuşma yapıldı. Fakat daha sonra iddialara göre olayı araştıran ekip görevden alındı.

Sırbistan'da meydana gelen tren istasyonu kazasında 15 vatandaş öldü diye soruşturma açıldı, bütün bakanlar ve başbakan istifa etti. Yüzyılın felaketi denilen depremde binlerce vatandaşımız vefat etti ve bir kişi dahi sorumluluğu alıp istifa etmedi, hiçbir savcı devreye girmedi.

Bu aralar sosyal medyada habire millete ahlak dersi vermeye çalışan bir belediye başkanı ve oğlu var. Padişah dedeleri yok ama lüks bir hayat yaşayıp haklarındaki onlarca dilekçeye rağmen bir gün savcılığa gidip ifade vermiş değiller.

Şenyaşar Ailesi: Aile bireyleri iddialara göre hastanede katledildi. Görüntülere rağmen kimse gel şu görüntülere bakalım demedi.

Rıza Zarrab'ı hatırlarsınız. 7 milyon dolar rüşvet verdiğini söylemesine rağmen yine bir soruşturma gerçekleşmedi.

Pandemi zamanı kendi şirketine milyonlar akıtanlar hakkında da tek dava açılmadı.

Ya yolsuzluk yaptıkları ortaya çıkanlar? Sadece istifa ettiler ve başka görevlerde devam ettiler. Ülkeye uyuşturucu sokanlar ha keza araştırılmadı. Kendi evlerinde ölü bulunan hizmetçi için kimse çıkıp bir bakalım demedi. Sedat Peker'in iddiaları araştırılması. Her şeyi geçtim, ikamet ettiğim Mardin'de kayyum olarak göreve gelenlerin yaptıkları yanlarına kar kaldı. Belediye zarara uğratılırken onlar yine kaldıkları yerden devam ettiler.

Binlerce benzer konuyu art arda sıralayabiliriz. Ama gerek yok. Zira bu söylediklerimiz dünyanın öbür ucunda değil hemen yanıbaşımızda cereyan etti ve hepimiz de buna tanıklık ettik.

Gelelim bağımsız yargıya! Tüm bunlar olurken bağımsız yargımız neden devreye girmedi? El değiştiren belediyeler hakkında ortaya çıkan yolsuzluk haberlerine neden kimse bakmadı? Suç ve yasa sadece muhalif ve garibaları mı bağlıyor?

Ekrem İmamoğlu için 20 dakikada gerekçeli karar verenler, İmamoğlu'dan önceki yolsuzlukları görmüyorsa kimse hak ve hukutan bahsedemez.

Dediğim gibi daha önce bunlar üzerinde durulmuyordu ve onlar da istedikleri gibi at koşturuyorlardı. Fakat Ekrem İmamoğlu millete umut oldu. Bu yüzden aradaki düşünce farklılıkları ve ötekileştirme bir tarafa itilip İmamoğlu İttifakı kuruldu.

Tamam, gelin İmamoğlu'nu hep beraber yargılayalım. Bir suçu varsa çıksın ortaya ve cezasını çeksin. Ama bu yargıyla olmaz. Muhalefetin yaptıklarını görüp iktidarınkine sırtını dönen bir yargıdan adalet bekleyemeyiz. Kaldı ki daha tutuklama gerçekleşmeden bazı yandaş ve troller ne olacağını noktasından virgülüne söylediler.

İşte gezip tozmak ve gününü gün etmek yerine halk bu yüzden sokağa döküldü. Avrupa bizi kıskanıyor. Dünyanın süper gücü haline geldik. Teknolojimiz sayesinde artık savunma alanında parmakla gösteriliyoruz falan filan. Günün sonunda bir belediye başkanından korkup sözde bağımsız bir yargı ile içeriye tıkıyorsak onu, hem dünyaya rezil oluruz hem de kimsenin nazarında bir itibarımız kalmaz.

Bundan sonra ne olacak?

Kaç gündür sokağa dökülen kalabalığın pes edeceğini düşünmüyorum. Aksine her geçen gün ittifak daha da büyüyor. Normalde Mansur Yavaş gibilerin yaptığı konuşmalardan sonra ayrışma gerçekleşmesi gerekirken İmamoğlu İttifakı daha da büyüyor. Diğer yanda gözaltına alınan gençler ve takviye polislerle sokaktaki kalabalığı güç kuvvetle dağıtmaya çalışan bir iktidar var karşımızda.

Fark ettiyseniz her iki taraf da haklı olduğunu ve kazanacağını söylüyor. Yani anlayacağınız, bugünden sonra kimin gücü kime yeterse o kazanır. Umarım Suriye gibi bir sonuçla karşılaşmayız.

Son olarak, vicdan sahibi hiç kimsenin bu olanları kabul etmesi mümkün değildir. Seçimde başarı elde edeceği muhtemel bir rakibi saf dışı bırakmak adına ülke ekonomisini zarara uğratmaya ve hukuku çiğnemeye kimsenin hakkı yok. Makamlar gelip geçicidir. Önemli olan bizden sonra gelecek olanlara huzur içinde bir gelecek inşa edebilmektir. Bu şartlarda maalesef bu mümkün görünmüyor. Vesselam...

 

Bu yazı toplam 513 defa okunmuştur.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Tüm Hakları Saklıdır © 1997 - 2025 Midyat Habur | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : / Faks : | Yazılım: CM Bilişim - Tasarım: INVIVA