• Mardin26 °C
  • Diyarbakır21 °C
  • Batman20 °C
  • Şırnak22 °C
  • İstanbul15 °C

Abdulaziz ALTEKİN / Yazar

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

DAĞISTANLI (MİZANCI) MEHMED MURAD BEY: II. ABDÜLHAMİD’E MUHALİF BİR JÖN

08 Mart 2022 Salı 17:04

DAĞISTANLI (MİZANCI) MEHMED MURAD BEY: II. ABDÜLHAMİD’E MUHALİF BİR JÖN TÜRK

Beylikten imparatorluğa kadar yükselmiş ve gücünü kaybederek Batılı ülkeler için “Hasta Adam” olarak anılan Osmanlı Devletinin 19. Yüzyılda başında bulunan II. Abdülhamid, devletin aydın ve okumuş kesimi tarafından ağır eleştiri bombardımanına tutulmaktadır. Muhalif seslerin yükselmesi beraberinde aynı çatı altında birleşen grupların doğmasına aracılık etmiştir. Bu gruplar elde ettikleri güçle birlikte padişahı zor durumda bırakmakla yetinmeyecek, ileride padişahın tahttan indirilmesine de sebep olacaklardır. Bu çalışmamızda, Jön Türkler içerisinde yer alan Dağıstanlı (Mizancı) Mehmed Murad Beyin II. Abdülhamid karşısında sergilediği muhalefet konusuna değindik. 

(Mizancı) Mehmed Murad Bey, okul eğitimini bitirip Dağıstan’dan İstanbul’a geldikten kısa bir süre sonra yükseköğretimde tarih dersleri vermiş , Encümen-i Teftiş ve Muayene heyetinde yer almış  ve çeşitli memurluk görevlerinde bulunmuştur . İstanbul hükümeti ile arası açılınca İstanbul’dan Avrupa’ya gitmiş ve memurluktan istifa etmiştir . Yayına hazırladığı Mizan Gazetesiyle ün salmış, daha sonraları Mizancı lakabıyla anılmaya başlanmıştır . Gazetedeki etkili yazıları bir yana devlette aldığı görevler nedeniyle Jön Türkler tarafından fark edilmiş ve çok geçmeden bu hareketin bir üyesi olmuştur . Dönemin iletişim araçlarından biri olan basını aktif bir şekilde kullanmıştır. Mizan Gazetesinde düzenli olarak siyasi, ekonomi ve mali konulardaki düşüncelerini okurlarına aktarmayı başarmıştır.  İstanbul’da muhalifler üzerine baskı artınca, Mizan Gazetesini daha özgür bir şekilde çıkarabileceği bir yer arayışına girip önce Avrupa’ya, burada istediğini elde edemeyince oradan da İngilizlerin himayesinde bulunan Mısıra geçmiş ve İstanbul Hükümetinin iç - dış politikaları hakkında yazılar ele almaya devam etmiştir . İstanbul’a geldikten sonra çeşitli devlet memurluklarında bulunan Mehmed Murad Bey’in Mizan Gazetesi kapatılmadan önce II. Abdülhamid’e karşı sergilediği tavır ile gazetenin kapatılmasından sonra önce Avrupa’ya, oradan da Mısır’a geçerken gösterdiği tavır, araştırmamızın ehemmiyetini ortaya koymaktadır.

İlk etapta çalışmamızın merkezinde bulunan Mehmed Murad Bey’in Mizan Gazetesi ve diğer eserleri başta olmak üzere veriler toplanmıştır. Daha sonrasında bu verilerin tasnifi yapılmıştır. Yapılan analizlerde çalışmamızla ilgili elde edilen kaynaklar not edilmiştir. Kaynak ağı, araştırma sürecinde mümkün mertebe geniş tutularak, konumuzla ilgili kaynaklarda geçen orijinal bilgiler metnin merkezine yerleştirilmiş ve Mizancı Murad’ın II. Abdülhamid’e muhalefeti kritik edilmiştir.

(Mizancı) Mehmed Murad Bey’in Mizan Gazetesi kapatılmadan Önce II. Abdülhamid’e Karşı Sergilediği Tavır

Sosyo-ekonomik durumun düzeltilememesi, askeri alandaki zayıflık ve devletin içinde bulunduğu kötü gidişat başta olmak üzere çıkan isyanların bastırılamaması sonucu Padişah Abdülaziz’in tahttan indirilmesi akabinde padişah olarak tahta geçen V. Murat olmuştur.  Akli sorunları yüzünden sadece üç ay tahtta kalabilen V. Murat’ın yerine, 1876’da tahta oturan II. Abdülhamid, 1909’a kadar devleti yönetmiştir . Hasta Adam olarak zor günler yaşayan Osmanlı’nın yeni padişahı; eğitim, askeri ve siyasi alanlarda yenilikler yapmış, Batı tarzında modern okullar açmıştır. Kişiliği ve mizacının yanında devleti yönettiği süre zarfından dolayı en çok eleştiri ve/veya övgü alan padişahlardan biri olmuştur .

Batı fikirlerinin anlaşılmasına öncülük eden II. Abdülhamid, bir bakıma kendine Batı’yı rol model alarak, askeri eğitimden başlamış ve her alanda yenilik yapmaya çalışmıştır . Halka; adaletli biri olduğunu, o görkemli ihtişamını, İslam dinine verdiği değeri göstermek adına uyguladığı hilafet siyaseti sayesinde ister muhalif olsun ister olmasın, hatta Avrupa’da yaşayıp kendisine en sert muhalefet edenlerden biri olan Jön Türkler hareketinin üyelerinin bile sempatisini kazanmış, yer yer bununla övünmelerini sağlamıştır . Hilafet Siyasetinin hem muhalefette hem de halkte ne kadar başarılı olduğunu, Jön Türklere teslim olma çağrısında bulunan İngiliz komutanına verilen “Peygamberin ve en yüce komutanın himayesinde olduğundan dolayı kendisine böyle bir teklif sunularak rahatsız edilmemesini…” cevaptan anlaşılmaktadır .

II. Abdülhamid hatıra defterinde, (Mizancı) Mehmed Murad Bey’den bahsederken kendisine karşı herhangi bir art niyet taşımadığını aksine; sanata, sanatçıya, edebiyata, edebiyatçıya gösterdiği ilgiden dolayı kendisini koruyup kolladığını, buna karşılık kendisinden hiçbir menfaat gözetmediğini net ifadelerle aktarmış; fakat aynı zamanda tüm bu iyi niyetine karşılık Murad Bey’in, kendisine ihanet ederek Avrupa’ya kaçmasını da sert bir şekilde eleştirmiştir .

1854 Dağıstan doğumlu (Mizancı) Mehmed Murad Bey; ilköğretim, ortaöğretim, lise ve üniversite eğitimini tamamladıktan sonra  II. Abdülhamid’in tahta geçmesinden üç yıl önce, 1873 yılında İstanbul’a gelmiştir . İstanbul’a gelmesinde öncülük eden ailesi, onu bir Osmanlı ve halife hayranı olarak yetiştirdikleri için İstanbul’un hayaliyle büyümüş ve oraya gittikten sonra hayal kırıklığı yaşamıştır. Zira hayalinde tahayyül ettiği İstanbul, bir diğer namıyla Osmanlı Devleti, kendi içerisinde haksızlıkları görmezden gelerek kendi adamlarını kayırdığı yer haline gelmiştir. Fakat herkesin kendi tebaasına torpil yaptığı için devlet kademelerindeki aksamaları erkenden fark etmiş, bu uğurda kendine bir yol haritası çizmiştir . Edindiği çevre ve aldığı memurluk görevleri ile Osmanlı Devletinin içinde bulunduğu bu kötü gidişata doğrudan ve/veya dolaylı olarak etki etme ya da en azından temasta kalabilme uğraşında olmuş, I. Meşrutiyet’in kurucuları arasında bulunan devlet adamlarıyla bağlantı kurmaya çalışarak bu çevrede bir mevki tutturmaya çalışmıştır . 

İstanbul’a geldikten sonra Mithat Paşa ile tanışan Mehmed Murad Bey, Türkçe bilmediği halde Fransızcası sayesinde işe alınmış, yaptığı çeviriler aracılığıyla dünyada olup biteni yakından takip edebilmiş, Mehmed Rüşdü Paşa tarafından himaye altına alınıp konağına yerleştirilmiştir. Mehmed Murad Bey, burada üst düzey devlet adamlarıyla tanışma fırsatı yakalamıştır. Bu vesileyle bürokraside namı duyulmaya başlanmıştır . Muhtemeldir ki Jön Türkler, bu özelliğinden ve güçlü hitabından dolayı İsmail Kemal’i harekete geçirerek özellikle kendisinin de aralarına katılması için ısrarcı olmuşlardır .

Dağıstan’dan İstanbul’a gelmesinin altında yatan en büyük sebeplerden biri, devletine hizmet etmek istemesidir kendisine göre. Öyle ki, çalıştığı kurumların suiistimal edilmemesi adına devletin bekası için görevlerinden istifa edip siyasetten ekonomiye, maliyeden günlük olayların yer aldığı yazılar kaleme almış, yayına hazırladığı Mizan Gazetesiyle artık meşgul olmaya başlamıştır. Mehmed Murad Bey, devlet ve halife aşığı bir kişi olduğunu iddia etmekle yetinmemiş ayrıca bunu dile getirmekte bir sakınca görmemiştir :

“Mizan’ı neşr etmekten yegâne maksadımız rüfekâ-yı sâiremiz ile bil- ittifâk hakikaten padişahımıza ve vatanımıza elden geldiği kadar hüsn-i hizmet eylemektir. Çünkü matbu mefhumumuzu ve vatan-ı muazzezimizi gerçekten kendi hayat ve menâfimizden ziyâde severiz. Bunu tekzib edecek neşriyatta bulunmak emel-i halisânemize muâdil iktidar ihsânını dahi Cenab-ı Hakk’ın eltâf-ı bî-nihâyesinden ricâ ve niyâz eyleriz…”

Ülkenin içinde bulunduğu sorunlara çözüm üreterek rapor haline getirdiği dosyaları alıp II. Abdülhamid ile görüşme sağlayan Mehmed Murad Bey, bu görüşmenin olumlu bir atmosferde geçmesinden ve padişahın kendisine verdiği olumlu cevaplardan dolayı “Melek Gibi Adam” diyerek fikir beyan etmiştir . Ne var ki o görüşmeden sonra padişah raporlarla ilgili kendisine geri dönüş yapmamış, beklediği güzel haberleri bir türlü alamamıştır. Gecikmenin hayra alamet olmadığı tahmininde bulunarak apar topar görevinden istifa etmiş ve devletine hizmet etmek için geldiği İstanbul’u, padişaha en sert muhaliflerden biri olarak terk ederek Avrupa’ya gitmiştir.

Diğer Jön Türklerden farklı olarak bürokrat ve Pan-İslamist olan Mehmed Murad Bey, daima yapıcı eleştirilerde bulunmaya dikkat etmiştir. İstanbul’a gelme kararının arkasında devlete faydalı bir birey olma düşüncesi yatmaktadır. Bu yolda attığı adımlar, İslami kimliğiyle birlikte geniş kitlelere hitap etme avantajı sağlamıştır. Her şey yolunda giderken bir anda çekip gitmesi şüphesiz kendiliğinden ortaya çıkmamıştır. Ülkeyi terk etmesinde, Mizan Gazetesi’nin kapatılması ve padişahtan beklediği cevabın bir türlü gelmemesi etkili olmuştur .

(Mizancı) Mehmed Murad Bey’in Mizan Gazetesi kapatıldıktan Sonra II. Abdülhamid’e Karşı Sergilediği Tavır

Genç bir delikanlı olarak geldiği İstanbul’da yapıcı fikirlerle devletin bekası için çalışmalar yapıp yazılar yazdığını söyleyen Mehmed Murad Bey, artık her yerde ün salmış Mizancı lakabıyla anılır olmuştur. Ve bu lakabıyla Avrupa’da padişahı en sert şekilde eleştirenlerin safına geçmekle kalmamış ayrıca padişahın ülkeyi bir uçuruma doğru sürüklediğini ifade etmekten çekinmemiştir :

“Bak saltanatın millet-i İslâm’a ne kıldı,

Yigirmi iki yılda koca bir mülk yıkıldı…”

Avrupa’ya gidiş nedeni olarak, dış ülkelerin iç olaylar hakkında yeterli bilgi sahibi olmadığını bu bağlamda devleti daha iyi ifade ederek yanlış anlaşılmaları ortadan kaldırmak adına gittiğini dile getiren Mizancı, eleştirilerinde devleti zor durumda bırakmak istemediğinden bahisle hedef tahtasına sadece bir zamanlar “Melek Gibi Adam” dediği II. Abdülhamid’i oturtmuştur .

Baskıcı bir rejime karşı anayasal düzeni savunan (Mizancı) Mehmed Murad Bey, II. Abdülhamid’in Avrupa’da da saldırıya geçmesi üzerine o dönem İngiliz devletinin elinde bulunan Mısır’a kaçmış ve Mizan Gazetesi’ni burada çıkararak eleştirilerine devam etmiştir . Aslında Mısır’a gitmesinin sebebi sadece İngilizler değildir. Zira o dönem Hidiv olan Abbas Hilmi Paşa tarafından kendisi bizzat davet edilmiştir. Bu davete binaen eleştirilerindeki dozu arttırmaya başlamıştır. Bu durumdan rahatsız olan İngilizler, II. Abdülhamid’in suikast için Mısır’a göndermiş olduğu adamları yakalayıp bu bahane ile artık kendisinin güvenliğini sağlayamayacaklarını öne sürerek Mizancı’dan ülkeyi terk etmesini isterler .

Avrupa’ya tekrar dönmek zorunda kalan Murad Bey, artık yeni bir sayfa açmıştır. Jön Türklerin teklifini kabul ederek cemiyetin başına geçmiş,  Mizan Gazetesi de cemiyetin resmi yayın organı olmuştur. Artık sadece kendi yazılarına değil daha farklı yazılara da yer vermiştir. Sert eleştirilerinin dozunu düşüren Murad Bey, devletin bekası için olumlu ve yapıcı yazılar ele almaya devam etmiştir. Murad Bey’in din vurgusu ve padişahtan hala ümitvar olması şüphesiz üyeler arasında gerginliğe neden olmuştur. Ahmet Rıza Paşa ve diğer asker kökenli üyeler aynı cephede toplanıp kendi içlerinde muhalefete başlayınca Murad Bey, burada üstlendiği görevden istifa etmiştir .

Etkili yazılar kaleme alan Mehmed Murad Bey, artık II. Abdülhamid’i zorunlu olarak harekete geçirmiştir. Avrupa’da Jön Türkler arasında çıkan kargaşadan faydalanmak için Ahmet Celaleddin Paşa’yı Mizancı’ya göndermiştir. Padişahın burada hem kendisini sert bir şekilde eleştiren bir muhalifi yanına çekmek hem de Jön Türkler hareketinin İslami yönünü zayıflatıp halk desteğini bertaraf etmek istemiştir. Ahmet Rıza Paşa ile yıldızları barışmayan Mizancı Murad, geri dönmesi halinde kendisine verilen vaatleri göz önünde bulundurarak padişahın teklifini kabul etmiştir . İstanbul’a geri dönen (Mizancı) Mehmed Murad Bey, Jön Türklerden ayrılmış, Mizan Gazetesi kapatılmış, böylelikle muhalefeti bırakmıştır

Sonuç

Dağıstan’dan büyük ideallerle İstanbul’a gelen (Mizancı) Mehmed Murad Bey, yükseköğretimde verdiği derslerle birçok genci etkilemiş, aldığı memurluk görevlerini hakkıyla ifa etmeye çalışmıştır. Ele aldığı yazılarda padişaha olan bağlılığını dile getirirken aynı zamanda devletin içinde bulunduğu durumu açık bir şekilde gözler önüne sermiştir. Tüm çabalarına rağmen ülkenin kötü gidişatını durduramadığı gibi yaklaşık on  sekiz yıl sonra hizmet aşkıyla yanıp tutuştuğu Osmanlı Devleti’nde vatan haini olarak anılmaya başlanmıştır.

II. Abdülhamid’in uyguladığı siyaset, bir vatan ve halife sevdalısı olan Murad Bey’i karşısına almasına neden olmuştur. Hem dini hem de demokrat yapısı sayesinde geniş kitlelere etkili hitaplarda bulunabilen Murad Bey, Jön Türklerin safına geçerek cemiyetin gücüne güç katmıştır. Muhalefetten doğan bu ittifak, varlığını uzun yıllar sürdürememiştir. Zira Murad Bey’in II. Abdülhamid’e karşı sergilediği muhalefetin temelinde geçmişi düzeltme yani ıslahat vardır, fakat Jön Türklerin muhalefeti değişim yani devrim ya da çağdaşlaşma üzerine kurulmuştur.

Padişah II. Abdülhamid’in hatıra defteri ve Murad Bey’in Mizan Gazetesi başta olmak üzere diğer kaynaklar tasnif edildiğinde, her iki tarafın da olayları kendi perspektiflerinden değerlendirdikleri görülmüştür. Padişah’ın yeterli yetkilere sahip olmasına rağmen Mizan Gazetesi’nin kapatılmasını hükümete fatura etmesi, Murad Bey’in rapor halinde kendisine sunduğu dosyalara geri dönmemesi ve (Mizancı) Mehmed Murad Bey’in rahat bir şekilde yazı yaması, padişah dışında kalanları eleştirebilmesi, padişah tarafından özel memurluklara getirildiği halde istifa edip Avrupa’ya kaçması, kendi içerisinde sert bir muhalefetin doğmasına sebep olmuştur. Bu muhalefetin her iki tarafa da zarar verdiği görülmüştür.

Bu çalışmamızda, Murad Bey’in etkili muhalefeti ve bu muhalefete karşılık vermeye çalışan II. Abdülhamid’in izlediği yol kritik edilmiştir. Sonuç olarak Mizancı Murad, yaptığı eleştirilerle geniş kitlelere hitap edip padişahı etkilese de Mizan Gazetesi’nin kapatılmasına engel olamamış ve İstanbul’a döndükten sonra muhalefeti sonlandırmıştır. II. Abdülhamid ise Murad Bey’i susturmasına ve gazetesini kapatmasına rağmen fikirlerinin yayılmasına engel olamamış, muhalefete verdiği tavizlerle iktidardaki gücünü kaybetmiş ve kısa bir süre sonra tahttan indirilmiştir.

 

Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
  • Yeni haftada sıcaklıklar mevsim normallerinin altına inecek
  • 6 organize suç örgütü çökertildi: 91 tutuklama
  • AK Parti Sözcüsü Çelik: Tüm ülkeler, israile karşı beraber hareket etmelidir
  • Tefecilere ve silah ticareti operasyonu: 10 tutuklama
  • TOKİ'nin indirim kampanyasında son hafta
Mardin nöbetçi eczaneleri
ANKET
Midyat'ın İl Olmasını İstiyor musunuz.?
Tüm Hakları Saklıdır © 1997 - 2024 Midyat Habur | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : / Faks : 04824641346 | Yazılım: CM Bilişim - Tasarım: INVIVA