Mevsimsel geçişlerde hangi bitkiler nasıl tüketilmeli?

Mevsim değişiklikleriyle beraber başlayan gribal enfeksiyonlara karşı alınılacak tedbirler hakkında konuşan Aromaterapi Uzmanı Abdusselam Olgun, önemli tavsiyelerde bulundu.

 

Mevsim değişikliğinden dolayı hastalıklar şu anda baş göstermiş durumda. İçerisinde bulunduğumuz aylarda yaşanan mevsimsel değişiklikler bazı hastalıkların ortaya çıkmasına neden oluyor. Bu dönemde en çok rastlanılan hastalıklar olarak gribal enfeksiyon, nezle ve soğuk algınlığı öne çıkıyor.

 

Söz konusu soğuk algınlığı ve gribal enfeksiyon gibi semptomların vücudun kendini temizleme yöntemi olduğunu, bu tür durumlarda kullanılan antibiyotiklerin sadece semptomları azaltmaya yönelik olduğunu belirten Aromaterapi Uzmanı Abdusselam Olgun, halk arasında bitki çayı olarak adlandırılan bir takım doğal besinlerin dozunda kullanılması durumunda herhangi bir yan etki oluşturmadığına dikkat çekti.

 

 

"Antibiyotikler genel tedavi için değil, semptomlarımızı azaltmak içindir"

 

Olgun, "Mevsim değişikliğiyle beraber Gribal enfeksiyon, nezle, soğuk algınlığı gibi hastalıklar şu anda baş göstermeye başladı. Soğuk algınlığı ve gribal enfeksiyonlardan korkmamamız lazım. Bu, hastalık değil vücudumuzun detoksu yani kendini temizleme yöntemidir." diye belirtti.

 

Bitkisel takviyelerin semptomlar üzerinde oluştuğu etkiye değinen Olgun," Kullanmış olduğumuz bitkisel takviyeler, öksürük gibi semptomlarımızı azaltacak ve ve bir hafta içerisinde geçecektir. Aynı şekilde grip aşıları veyahut kullanmış olduğumuz antibiyotikler de genel tedavi için değil, semptomlarımızı azaltmak içindir." şeklinde konuştu

 

Bu mevsimlerde en çok tüketilen bitki türleri hakkında bilgi aktaran Olgun," İnsanlar, en fazla teveccüh ettiği hatmi çiçeği, kekik yaprağı, zencefil, zerdeçal gibi gıda takviyelerine ihtiyaç duymakta ve evlerinde kaynatıp tüketmekteler. Özellikle ıhlamur ve papatya çayı, kış aylarında herkesin tükettiği soğuk algınlığı ve gribal enfeksiyonlar için kullanılan doğal besinlerdir. Dozunda kullanıldığı takdirde bunların herhangi bir zararı yoktur. Bu tür bitki içeceklerini bazı doktorlar tavsiye ederken bazıları ise tavsiye etmemektedir." ifadelerini kullandı.

 

"Tatlı ve hazır gıdalardan uzak durmalıyız"

 

"Milyonlarca yıldır atalarımızdan gelen zencefil, zerdeçal, ıhlamur, sarımsak ve soğan gibi doğal besinleri tükettik ve tüketmeye devam edeceğiz çünkü insanlığa fayda sağlar" diyerek konuşmasını sürdüren Olgun, "İnsanların aklındaki kekik, antivirüsel, antienflamatuar, soğuk algınlıkları, öksürük gibi hastalıklar için çok faydalı fakat bunun belli bir kullanım süresi vardır. Kekiği 10 gün sabah akşam kullanırsak bize faydalı, 10 günden sonra ise zararlıdır. Çünkü 10 günden sonra vücudumuzdaki demir depolarımız boşalmakta yani demir eksikliğine sebep olmaktadır. Bu sebeple kekiğin kış aylarında maksimum bir hafta kullanılmasını, bir haftadan sonra ise bırakmalarını tavsiye ediyoruz." dedi.

 

Günümüz şartlarında hayat pahalılığı göz önüne alınarak beslenmelere dikkat edilmesi gerektiğinin altını çizen Olgun, "Tatlı ve hazır gıdalardan uzak durmalı; tatlı ihtiyaçlarımızı gidermek adına kuru üzüm, kayısı, hurma tüketerek vücut direncimizi arttırabiliriz." iye belirtti.

 

Olgun, "Soğuk algınlığından sonra antibiyotik kullanımının zararlarını bildiğimiz için ıhlamur, papatya, rezene, anason gibi doğal besinleri tüketebiliriz. Bu doğal besinler gaz şişkinlikleri, soğuk algınlığı ve öksürük gibi hastalıklar için faydalıdır. Özellikle tavsiye edeceğimiz sabah aç karnına bir çay kaşığı kadar toz zencefil, az bal veyahut süt gibi besinleri karıştırıp kullanabiliriz." tavsiyesinde bulundu. (İLKHA)